SANMA



İdraki zorlayan her bahis mühim
Urbanın boyuna bakılır sanma
Yetersiz gelmişse beşerde fehim
Nazar-ı zemine çakılır sanma


Hak ile batılı yazmış kalemden
”Bil” diyor kendini Rabbi, Âdem’den
Girdabı derince uçsuz Âlem’den
Selamsız sabahsız çıkılır sanma


Her umut damlayken ummanda bile
Aczine bir derstir çektiği çile
Derdinle çağlayıp gelsen de dile
Bahtını alnından sökülür sanma


İlgi, ruha şifa dosta hediye
Virane dağlara kuş konmaz niye
Bulutun yurdunda yağmur bakiye
Boş kalbe gülistan ekilir sanma


Gönüle döşeli her bir güzellik
Hoşgörü iline gelmez halellik
Diriden ölüye taşır özellik
Sevabın günahla yakılır sanma


Lisânda üslubu farklı niyazın
Hasebi renginde siyah-beyazın
Kurdu, kurt yapan dağda ayazın
Tesiri yüreğe sokulur sanma


Cahilin inadı kendine ziyan
Duyarsız âlime bildiği n’isyan
Davranış yoluyla ederse beyan
Yiğidin bileği bükülür sanma…



Nezahat Yıldız Kaya

www.kafiye.net