SEVİ AĞAÇLARI

Huzuru işledim nakış nakış

Gergefimin renklerine

Sessizliğin içinde buldum

Sevgimin düşlerini.

Yaşam her şeye rağmen devam ediyordu bizim oralarda. Ölümler, kıtlıklar olmuş, salgın hastalıklar baş göstermiş, birçok bebemiz melek olmuştu. Masumdular. Hiçbir şeyden haberleri yoktu daha. İyilik nedir, kötülük nasıl yapılır bilmezdi onlar. Tanrı’nın masum kullarıydı hepsi.

Hepsi düşlerinin peşinden gittiler. Büyüdüler. Büyürken içlerinde; gönüllerinde, düşüncelerinde sevgiyi de büyüttüler. Sevgi ve barış tohumlarını ektiler birbirlerinin kalplerine. Biliyorlardı yaşamanın sevgiyle mümkün olacağını. Gelecek güzel günler barış olursa yaşanacaktı. Herkes evinin bahçesine, bahçesi olmayan sokaklara, okul bahçelerine birer birer sevgi ağacı dikti. Kendi sevgileriyle suladılar ağaçları. Birinin adı Melek, diğerinin adı Özgür, Özgün, Barış, Sevi, Sevgi, Deniz,…

Gün geldi yağmur yağdı, gün geldi kar yağdı. Ağaçlar büyüdü melek yüzlülerle beraber. Gökyüzündeki kara bulutları dağıtmak için rüzgar yardım etti ağaçlara. Sevi çiçeklerinin polenleri bulutları yok etti. Bir zeytin dalıydı kara bulutlara uzanan…

Yüreğime bir seni aldım

Bir de zeytin dalını

Ümit ektim sevgi bahçeme

Çocuklara sundum tüm güzellikleri

Çocukça oynasınlar diye

Yaşadım zeytin dalı masalını

Dünyaya sundum ümitlerimi …

Gün geldi, sevgi ağacı kurudu, ardından sevi yitip gitti. Sonra özgün yokluğa karıştı, melek kanatlanıp uçtu gitti… özgür ağaca kuşlar konmadı, kurtlar kemirdi yok etti, yitip gitti. Özgürlük ağacı güneşe kurban etti kendini. Hepsi birer kurudu sevgi çocuklarının ağaçları…

Şimdi anaların gözyaşları suluyor ağaçları. Her okulun bahçesinde. Her sokak başında. Her şehir meydanında. Gözyaşları büyütecek barışı, sevgiyi… Masum çocuklar için. Gelecek güzel günler anaların, sevgililerin gözyaşlarında saklı.



DERYA BALCI
www.kafiye.net