SEVİMLİ KARDAN ADAM TONTON

Handadır handa,
Bir kara manda,
Üç yüz yaşındaydım,
Tee evvel zamanda.
Mavi çadır gerilmiş,
Duydum pazar kurulmuş,
Vurdum karıncaya palanı,
Kırk yerden kırdım kalanı,
Sardım sırtına
Seksen  çuval soğanı,
Vardım pazara.
Vay ne pazar, ne pazar,
Güzeller güzelle gezer.

Karların çok yağdığı o eski zamanların birinde kocaman bir kardan adam yapılmış. Onu kimin yaptığı bilinmez ama o sevimli mi sevimli Tonton adında, bir kardan adammış.

Bu kardan adamı gören tüm çocuklar onun etrafında oyunlar oynar şarkılar söylermiş.

Çocukların oyunlarına bayılan Tonton, hep onlar gibi olmak istermiş.

Bir sabah oradan geçmekte olan Karlar Perisini gören Tonton:

“Karlar Perisi, Karlar Perisi! Beni dinler missiniz?” Diye haykırmış.

Sesi duyan peri yavaşça süzülüp Tonton’un başına konmuş. Sonra da:

“De bana kardan adam! Derdin nedir?”

Tonton:

“Ben çocuklarla oynamak istiyorum peri kızı. Yalvarırım bana can ver!” Demiş.

Peri:

“Sana can veririm fakat bu durum uzun sürmez. Biliyorsun kardan adamlar güneş ve sıcağa dayanamaz erirler. Buna hazır mısın?” Demiş.

Tonton:

“Her şeye razıyım peri kızı. Hadi çocuklar uykularından uyanmadan bana can ver!” Demiş.

Bunun üzerine peri kızı bizim Tontona can vermiş.

Tonton önce başını, Sonra kollarını, sonra da ayaklarını oynatmış. Gerçekten de yürüyebiliyormuş.

Sevinçle çocukların yatak odalarının camlarına koşmuş. Bakmış hepsi uykuda. Hemen onları uyandırmış.

Çocuklar kardan adamın yürüyüp, oralara kadar geldiğini şaşkınlıkla seyretmişler. Ama bu duruma hemen alışmışlar.

O gün akşama kadar kör ebe, birdirbir, saklambaç, çelik çomak… Aklınıza ne gelirse oynamışlar.

Akşam olunca da tüm çocuklar evlerine gitmiş. Bizim Tonton yalnız başına kalakalmış.

Aklına tepedeki kulübe gelmiş. Hiç vakit kaybetmeden kulübenin yolunu tutmuş.

Az gitmiş, uz gitmiş. Dere tepe düz gitmiş. Vara vara kulübenin kapısına varmış. Kapıyı iki kere vurmuş.

Karşısına yaşlı, tonton bir dede çıkmış.

Kardan adamı gören yaşlı dede, önce şaşırmış. Sonra:

“Hayrola Kardan Adam! Ben bu yaşıma geldim kardan adamların canlandığına hiç şahit olmadım. Hele gel içeri. Seninle dertleşelim. Ben yalnız bir yaşlıyım. Çocuklarım beni yıllar önce terk ettiler. Ben de geçimimi bu kulübede onun bunun verdikleriyle sürdürüyorum.” Demiş.

Yaşlı Dede’nin sözlerine üzülen Tonton, Nasıl canlandığını, çocuklarla oyunlarını bir bir anlatmış.

Ne yazık ki bir müddet sonra Tonto’nu ter basmış. Önceleri ne olduğunu anlamamış. Ama sıcak sobanın yanı başında yavaş yavaş erimekteymiş.

Neden sonra bu durumun farkına varan Tonton Yaşlı adama dönüp:

“Benim ömrüm çok az. Bir müddet sonra su olacağım. Kendine iyi bak. Çocuklara benden selam söyle.” Demiş ve kısa süre içinde eriyivermiş.

 Tonton’nun erimesi yaşlı adamı epey üzmüş.

O günden sonra yaşlı adam çocuklarla oynamış. Hem çocuklar, hem de kendisi çok güzel günler geçirmiş.

Daldan üç elma düşmüş. Biri sana, biri bana, biri de siz çocukların başına…


Hacer Taner Bulut
www.kafiye.ne
t