KISKANÇ MAYMUN KİKİ

Evvel zaman içinde,
Kalbur saman içinde,
Develer tellal iken,
Pireler berber iken…
Ben bağda üzüm bekler,
Derede odun yükler iken,
Bir varmış bir yokmuş…
Masalın yalanı mı olurmuş.

Bir varmış, bir yokmuş. Günün birinde Kiki adında bir maymun doğmuş.

Kiki ailenin ilk çocuğuymuş. Böyle olunca aile Kiki’nin bir dediğini iki etmezlermiş.

Kiki bu yüzden çok şımarık bir maymun olmuş.

Gel zaman git zaman Kiki büyümüş. Okul çağı gelmiş çatmış.

Orman okuluna yazdırılan Kiki sınıf arkadaşlarıyla bir türlü geçinememiş. Her gün bir belayla eve dönüyormuş.

Okul müdürü Kiki’nin bu durumunu anne ve babasına anlatmış. Ardından “Kiki’nin kardeşinin olması onu daha da sakinleştirecektir.” Demiş.

Bu sözler üzerine anne maymun ve baba maymun o gün Kikiye kardeş yapma kararı almışlar.

Aradan aylar geçmiş. Kiki’nin mini mini bir kardeşi olmuş.

Kiki kardeşinden hiç hoşlanmamış. Onu anne ve babasından kıskanmış. Ama kardeşi onu hiç kısmadan onunla oyunlar oynuyormuş.

Bir gün Kiki annesine:

“Anne ben kardeşimi hiç sevmiyorum. Onu bu evden göndermelisiniz. Hem neden bana sormadan bir kardeş yaptınız?” Diye sormuş.

Bu soru anne maymunu epey şaşırtsa da onun sorularına cevap olarak şunları söylemiş:

“Bak canım! Kardeşler hep birbirine destek olurlar. İlerde bizim başımıza bir şey gelse siz ikiniz birbirinizle ilgilenebileceksiniz. Birbirinize destek olacaksınız. Hem bak ne güzel! O seninle oyunlar oynuyor. Bu hoşuna gitmiyor mu?”

Annesini dinleyen Kiki:

“Hayır, hiç hoşuma gitmiyor. Ondan nefret ediyorum. O sizi benden çaldı. Onu bir an önce bu evden gönderin!” Der demez yan odadan gürültü ve ağlama sesleri duyulmuş.

Anne maymun apar topar yan odaya koşmuş. Ardından Kiki gitmiş. Bakmışlar yavru maymun yerde acılar içinde ağlıyormuş.

Onu hemen orman hastanesine götürmüşler.

Yavru maymunu muayene eden doktor:

“Çocuğunuzun ayağı ve kolu kırılmış. Kırık yerleri hemen alçıya almalıyız!” Demiş.

Hiç vakit kaybetmeden işlemler tamamlanmış. Sonra da hep birlikte eve gelmişler.

Kardeşini o halde gören Kiki çok üzülmüş. Ona söylediği kötü sözler ve davranışlarından ötürü ondan özür dilemiş.

O günden sonra hiç kavga etmeyen iki kardeş mutlu mesut yaşamışlar.

Onlar ermiş muradına. Biz çıkalım kerevetine…

Hacer Taner Bulut
www.kafiye.net