KAYIP ÇORAP SAMSAM

Masal masal maliki,
Oğlu uşağı on iki,
İki sıçan çatladı,
Damdan dama atladı.
Biri boz biri kara,
Bindim bozun boynuna,
Çıktım halep yoluna,
Halep yolu ne gezer?
İçinde çarşı pazar…
Varalım görelim çarşıda,
Kim alır? Kim satar?

Bir varmış, bir yokmuş. Uzun yıllar evvel Samsam ve Tamtam adında iki güzel çorap varmış.

Bu çoraplarda, her çorap gibi birbirlerine deli gibi sevdalılarmış. Bir gün onları güzel bir kız satın alıp, evine getirmiş.

Yeni sahipleri, bakımlı, alımlı ve güzel bir kızmış. Fakat bir tek kusuru varmış, o da düzensiz ve dağınık olmasıymış.

Gel zaman, git zaman güzel kız çoraplarını yıkamış. Ardından kurumaları için onları balkona asmış.

Tesadüf bu ya o gece balkona fırtına perisi çıkagelmiş. Adı üstünde fırtına perisi, durur mu hiç? O gece kolları sıvamış. Başlamış oraya buraya üflemeye. O üfledikçe etrafta ne kadar eşya varsa yer değiştiriyormuş. Bu durum fırtına perisini epey neşelendirmiş. O kahkahalarla gülerken eşyalar fırtına perisine yalvarıyorlarmış:

“Ne olur yapma! Bizi buradan ayırma! Git kendine başka eğlence bul! Bizi rahat bırak!” Demişler hep bir ağızdan.

Fakat o bir fırtına perisi… Dinler mi söyleneni!

Onlar yalvardıkça o daha da şiddetli üflemiş. Bu sırada Samsam ile Tamtam ikisi de farklı yerlere savrulmuş.

Samsam balkondaki kanepenin altına girerek kurtulmuş. Tamtam ise Samsam kadar şanslı değilmiş. O maalesef sokak direğinin tellerinde asılı kalmış.

Eğlencesini tamamlayan fırtına perisi arkasında dağınık bir balkon bırakarak oradan ayrılmış.

Olanlar, bizim iki sevdalı çoraba olmuş. Onlar günler ve gecelerce birbirlerini aramışlar. Sahipleri güzel kız ise gidip kendine yeni bir çift çorap satın almış. Artık onların varlığını bile unutmuş.

Gel zaman git zaman tele konan bir kırlangıç Tamtam’ı fark etmiş. Tamtam için için ağlamaktaymış.

Onun gözyaşları kırlangıcın içini parçalamış. Hemen Tamtam’a yaklaşıp sormuş:

“Niçin ağlar durursun? Ey güzel çorap! Söyle derdine dermen olayım!” Demiş.

Bunun üzerine Tamtam başından geçenleri kırlangıca anlatmış. Anlatılanlara üzülen kırlangıç, bir kanat çıpışta kendini balkonda buluvermiş. Amacı Samsam’ı bulup Tamtam’a götürmekmiş.

Aramış taramış. Fakat onu hiçbir yerde bulamamış. En sonunda:” Samsan neredeysen bana seslen! Sana Tamtamdan haber getirdim!” Demiş.

Tamtam’ın adını duyan Samsam dile gelmiş:

“Söyle bana güzel kırlangıç! Tamtam nerededir? Yerini biliyorsan tez beni ona götür. Artık dayanılmaz hasreti!” Demiş.

Samsam’ı duyan kırlangıç, onu sıkışmış olduğu yerden çıkartıp, Tamtam’a götürmüş.

Sonunda birbirlerine kavuşan çoraplar, eskiyene kadar telde asılı kalmışlar.

Onlar ermiş muradına. Darısı eremeyenlerin başına…

Hacer Taner Bulut
www.kafiye.net