FLAMİNGOLARA ÖZENEN HOROZ AYAZ

Evvel zaman içinde,
Kalbur saman içinde,
Develer tellal iken,
Pireler berber iken…
Ben bağda üzüm bekler,
Derede odun yükler iken,
Bir varmış bir yokmuş…
Masalın yalanı mı olurmuş.
O yalan bu yalan

Bir varmış, bir yokmuş. Kümesin birinde Ayaz adında kendini beğenmiş bir horoz varmış.

Ayaz her sabah erkenden uyanır, tüm tavukları uyandırır, ardından onları akşama kadar eşindirirmiş.

Ayaz’ın bu huyu, tavukları canlarından bezdirmiş.

Gel zaman, git zaman, kümesin etrafına flamingo sürüsü dadanmış.

Bu flamingolar, sıcak ülkelere göç ederken yorulmuşlar. Dinlenmek için de burayı tercih etmişler.

Flamingo sürüsünü gören kümes ahalisi hayranlıkla onları izlerken, bizim Ayaz boş durur mu? O da onları izliyormuş fakat kıskançlık dolu bakışlar, gözlerinden okunuyormuş.

Ayaz’ı gören tavuklar:

“Hadi bakalım Ayaz Bey! Buna ne diyeceksin? Bu hayvanlar senden daha çekici ve yakışıklılar. Üstelik bacakları seninkilerden kat kat uzun!” Demişler.

Tavukların sözleri bizimkini iyice zıvanadan çıkartmış.

Bir koşu kümesine gidip, kendine iki koca tahta bulmuş. Tahtaları bir ip yardımıyla ayaklarına bağlamış.

Sonra da tahta bacaklarıyla yürümeye başlamış.

Ayaz’ın bu hali tüm tavukları gülmekten yerlere yatırmış.

Fakat Ayaz bu! Alaylara ve gülmelere aldırmadan doğruca flamingo sürüsünün bulunduğu yere koşmuş.

Koşarken havalara giren Ayaz’ın ayağı bir ot köküne takılmış. Takılır, takılmaz da kendini yerde buluvermiş.

Horoz’un yerde debelenmesi flamingoları epeyce eğlendirmiş. Onlar kahkahalarla gülerken bizim Ayaz yerde acılar içinde kıvranıyormuş.

Ne kümesteki tavuklar, ne de flamingolar Ayaza yardım etmiş.

Ayaz da buna öfkelenip oraları terk etmiş.

Bir daha da asla başkalarına özenip, bu gibi saçmalıklar yapmamış.

Daldan üç elma düşmüş. Biri sana, biri bana. Biri de sizlerin başına…



Hacer Taner Bulut
www.kafiye.net




Fotoğraf açıklaması yok.