KEMEND-İ MAHBÛBİ İLÂHİ SENSİN

Merhametin medârından yücelen mânâ,
Süzülürde damla damla düşer îmana.
Bir mânâ ki inci döker bütün zamana
Devr-i âlemin ruhu sensin ey sevgili!
Olsa da konuşsa şimdi Yesrib’in dili.

Ey gülşen-i râna! Aşkı yazan kâtibim!
Taş atana gül atan, sevgili habibim!
Yırtık akıllara dikiş atan tabibim;
Asl-ı kemend-i mahbûbi ilâhi sensin
Yeter ki şirazen gönüllere bir değsin.

Bir gül-ü nîşan olduğun günden bu yana;
Çeşm-i nûrun pınarından kan damlar cana
Samanyolu’nu ki, sen sarkıttın zamana.
Bu âlemin bir özge muallimi sensin
Ve önümüzde kasırgaları kesensin.

Rahmetin imbiğinden içer arz ve semâ,
Akılların aklı; ey baki kalan tema!
Mevcudattaki ahenk adınla müsemmâ,
Sebeb-i visale gül-ü dilara sensin
Fakir gönlümü düşüren bu nara sensin.

Yücelen bir mânâyla değişir nazârım,
Adınla yön bulur vuslata ihtiyârım.
Tatlanır dilim gül adınla, bahtiyârım.
Sevgi güzergâhım bir tek penâhım sensin
Ziyası solmayan nurlu sabahım sensin.

Ravzâ-i cinânından bize de bir yer ver,
Nurlu ikliminde şimdi ne gâm ne keder.
Âb-ı aşkın bir katresi cîhana yeter.
Nev-i baharın ruhu, bir gülşeni sensin
İnkişaf-ı zamanın tek sultanı sensin.

Ey yâr gel! Medineye geldiğin gibi gel!
Ey adı güzel, merhamet kanadı güzel!
Gel! Zebunlar yahşi olsun, kâinat güzel
Gel ki yine Bilâl kapılardan seslensin
Bülbüllerin diliyle ismin nağmelensin. 

Bir Yunus misali deprenir bu efkârım,
Bir cevheri lütufsun; işte büyük kârım!
Seni buldum ya! Ey sevgili! Bahtiyârım.
Visalin son diyetini ederken edâ,
Sana elveda masiva, artık elveda!

SAFFET ÇAKIR 
Dalyan Camii İmam Hatibi  
ÇEŞME – İZMİR
www.kafiye.net