LANETLİ ŞATO

Evvel zaman içinde,
Kalbur saman içinde,
Develer tellal iken,
Pireler berber iken…
Ben bağda üzüm bekler,
Derede odun yükler iken,
Bir varmış bir yokmuş…

Bir varmış, bir yokmuş… Uzun yıllar evvel ülkenin birinde Muhara adında varyemez biri yaşarmış.

Muhara’nın evlilik çağı gelince anası onu ülkenin en zengin ve en çirkin kızını gelin olarak istemiş.

Kızın babası kızının bu çirkinlikle evde kalacağı endişesiyle onu Muharaya vermiş.

Muhara’nın gözü kızda değil, ona getireceği paradaymış.

Muhara ve kız kısa süre içinde dünya evine girmiş.

Gel zaman git zaman iki erkek çocukları dünyaya gelmiş.

Muhara oğlanlardan birine Sarulu diğerine de Karulu adını vermiş.

Sarulu ile Karulu büyüye dursun, biz gelelim varyemez Muharaya:

Muhara ve karısı gece gündüz demeden çalışır, para kazanırlarmış. Kazandıkları paraları da altın yapıp bahçelerine gömerlermiş.

Ama o kadar altının varlığı onların yoksulluk içinde yaşamalarına mani değilmiş. Çünkü Muhara altınların tek birine dahi dokunmaz ha babam biriktirirmiş.

Muhara’nın tek amacı bu altınlarla çocuklara ve kendine kocaman bir şato yapmakmış.

Aradan yıllar geçmiş. Muhara’nın altınları da küplere sığmaz olmuş. Böyle olunca Muhara kolları sıvamış. Kısa sürede şatonun inşaatına başlamış.

Aylar sonra şatonun yapımı tamamlanmış.

Aile sevinçle şatoya taşınmış. Geçen sürede Sarulu ve Karulu da büyümüş, evlilik çağına gelmiş.

Muhara oğullarını ülkenin en zengin kızlarıyla evlendirmiş.

Önceleri şatoda mutlu mesut yaşayan ailede kısa sürede tatsızlıklar yaşanmaya başlamış.

Bir müddet sonra bu tatsızlıklar şiddetli geçimsizliğe dönüşmüş.

Önce Sarulu eşinden ayrılmış. Sonra Karulu. Ardından Muhara, derken koskoca şato bomboş kalıvermiş.

Bu ayrılmaları bir de işsiz kalmalar eklenince aile hepten çöküntüye uğramış.

Bu yaşananlar Muharayı yataklara düşürmüş. Oğlanlar da şatoyu terk edip başka ülkelere gitmiş.

Koca şatoda yapayalnız kalan Muhara düşüncelere dalmış. Geceler boyunca bu durumun sebebini düşünmüş, düşünmüş. Sonunda suçu şatoda bulmuş.

Ertesi sabah hasta yatağından güçlükle kalkan Muhara, şatodan çıkıp yıkımcı aramaya koyulmuş.

Kısa sürede yıkıcılar şatoyu yerle bir etmiş.

Şato yıkılır yıkılmaz Muhara iyileşmiş. Ardından karısı, oğulları ve gelinleri gelmiş.

Onlara kavuşmak Muharayı çok mutlu etmiş.

Muhara o günden sonra var yemezliği bırakmış. Böyle olunca da tüm aile huzura kavuşmuş.

Onlar ermiş muradına. Biz çıkalım Kaf Dağına…

Hacer Taner Bulut
www.kafiye.net