FINDIK KURDU ALYO



Zaman zaman içinde ,
Kalbur saman içinde,
Develer tellal iken,
Eski hamam içinde.
Eski hamamın ortası yok.
Anamın hatun bohçası yok.
Babamın ağa akçası yok.
Çarşıda bir tazı geziyor,
Tazının tasması yok.
Tasmacı tasma yapar mısın?
Beş yüz altın kapar mısın?
Ben uyumadan önce,
Masala başlar mısın?

Bir varmış, bir yokmuş… Zamanın birinde doğada Alyo adında bir kurt türemiş. Bu kurt yaramaz mı yaramaz bir fındık kurduymuş. Alyoya fındık kurdu denilme sebebine gelince; o sadece fındık yiyerek yaşayan bir kurtmuş.

Neyse biz gelelim masalımıza. Alyo bir sabah erkenden uyanmış. Uyanır uyanmaz midesi fena halde kazınmaya başlamış. Hiç vakit kaybetmeden doğruca bahçedeki fındık ağacının tepesine çıkmış.

Kıvrıla kıvrıla fındık dallarında ilerlerken bir anda şiddetli bir rüzgâr çıkmış. Rüzgâr Alyoyu fındık ağacından aşağıya atmış.

Başladığı noktaya geri dönen Alyo, kendini toparlayıp tekrar ağaca çıkmış. Bu sefer temkinli adımlarla ilerlemiş. Ayaklarını ağacın dalına sımsıkı yapıştırmış.

Hemen, ilk gözüne ilişen fındığa kendinin girebileceği kadar oyuk açmış. Sonra da fındığın içine süzülüvermiş.

Fındıktan bir iki lokma almış. Kendi kendine:

“Mmm! Ne lezzetli bir fındık bu! Kendimi tutamıyorum!” Diye söylenmiş.

Söylenmekle de kalmayıp fındığı akşama kadar kıtır kıtır yemiş.

Akşam olunca bizim Alyo şöyle kendine bir bakmış. Bir de ne görsün? Karnı tıpkı bir davul gibi kocaman olmuş. Neredeyse patlayacak duruma geldiğini gören Alyo telaşla girdiği oyuğa koşmuş. Fakat karnı kocaman olduğu için oyuğa sığamamış.

Sağa sola kıpırdamış. Oflamış, puflamış. Karnını içine çekmiş. Fakat ne çare bir türlü oyuğa sığamamış.

Oyuktan çıkamayacağını anlayan Alyo oracığa kıvrılıp uyumuş.

Günler günleri kovalamış. Bizim Alyo’nun karnındaki şişlik bir türlü inmiyormuş. Bunun üzerine spora başlamış. Günlerce spor yapmış.

Aradan ne kadar zaman geçtiği bilinmez, bir sabah Alyo’nun şiş karnı inivermiş. Bunu gören Alyo sevinçle oyuğa koşmuş.

Kıvrıla kıvrıla oyuktan çıkmış. Çıkmış çıkmasına fakat mevsim kışa dönmüş.

Alyo koca bir yazı fındıkkabuğunda geçirdiğini ancak dışarıya çıkınca anlayabilmiş.

Daldan üç fındık düşmüş. Biri Alyoya, biri sana, biri de bana…



Hacer Taner Bulut
www.kafiye.net