KURT SALTUK VE AYÇA SULTAN

Evvel zaman içinde kalbur saman içinde… Develer tellal iken… Pireler berber iken… Ben babamın beşiğinde tıngır mıngır sallanırken diye başlayan masalların birinde ulu bir dağ varmış. Bu dağın ulu tepesinde Cesur adında bir Yörük obası varmış. Bu Kabilenin halkı hayvancılık yaparak geçimlerini sağlıyorlarmış.

Bunların yanında Cesur obasının bütün insanları hayvanlarla konuşabiliyorlarmış.

Gel zaman git zaman kabile reisi Cihan Bey in güzeller güzeli bir kız çocuğu doğmuş. Bunun üzerine Cihan Bey bir yemek düzenlemiş. Yemeğe yayladaki tüm hayvanları da davet etmiş gün bütün hayvanlar yemeğe katılmışlar. Hepsi de yeni doğan bebek Ayça Sultan için hayır dualarda bulunmuşlar. Akşam olunca da bütün hayvanlar yuvalarına, bütün insanlarda çadırlarına gitmişler.

Herkes uykuya dalmış. Fakat Kurt Saltuk’un gözüne hiç uyku girmemiş. O gece aklı Ayça Sultanda kalmış. Karısı Avşar hanımı uyandırıp, bebek hakkında konuşmaya başlamışlar.

Kurt Saltuk:

Sevgili hanımım gecenin bir yarısında seni uyardığım için beni bağışla. Bu gün bu saate kadar uyumamamın sebebi bugün doğan Ayça Sultandır.

Avşar Hanım:

Hayırdır Beyim! Neden aklına takıldı bebek diye sormuş.

Kurt Saltuk:

Bu bebek üzerine yıllar önce bir rüya görmüştüm. Rüyamda doğan bebekte aynı Ayça Sultana benziyordu. Bu bebek zeki, çevik ve savaşçı bir çocuk olmuştu demiş ve devam etmiş.

Avşar Sultanım yarından tezi yok obaya taşınmalıyız. Ayça Sultan’ı ben yetiştirmeliyim. Yoksa obamızın başına kötü şeyler gelebilir demiş.

Ertesi sabah günün ilk ışıklarıyla obaya varmışlar. Cihan Bey’in huzuruna çıkıp olan ve olacak olanları bir bir anlatmışlar.

Bunun üzerine Cihan Bey onlara bir çadır kurup oraya taşınmalarını sağlamış.

Aylar ayları ,yıllar yılları, günler günleri, kovalamış.Ayça Sultan kocaman kız olmuş.

Kurt Saltuk ona ata binmeyi, kuşanmayı,mızrak atmayı ve dövüşmeyi öğretti. Sanki Ayça sultan  bu dünyaya savaşmak için  gelmişti.

Kurt Saltuk Ayça Sulta’ı karşısına alıp şöyle dedi:

Bak güzel kızım savaşçılık adına öğrenmen gereken her şeyi sana öğrettim. Biliyorsun baban artık çok yaşlandı. Bundan sonra bu obayı korumak sana düşer dedi.

Ayça sultan Kurt Saltuk’a şöyl dedi:

Bana görevlerin en kutsalını bahşettiniz . Size söz veriyorum ki düşman askerlerinin analarından emdikleri sütü burunlarından getireceğim dedi.

Kurt Saltuk:

Ayça kızım benim görevim artık bitti. Yarından tezi yok ormandaki evime taşınacağım.Ne zaman başın derde girse ben hep seni orada bekliyor olacağım dedi.

Ayça Sultan:

Saltuk Baba bana verdiğin emeklerden ötürü sana binlerce kez teşekkür ederim. Hakkını helal et dedi.

O günün sabahında Kurt Saltuk ailesi ormandaki evlerine taşındılar.

Ayça Sultan o gece sabaha dek rüyalar gördü. Ama onu en çok etkileyen rüya Fatih Sultan Mehmet Hanı gördüğü rüyaydı. Sabah kalkar kalkmaz baba ve annesinden izin isteyip Kurt Saltuk’un ormandaki evine gitti.Saltuk baba  karşısında Ayça Sultan’ı görünce çok şaşırdı ve şöyle dedi.

Ayça Sultanım seninle biz  daha yeni ayrılmadık mı? Ne kadar da çabuk özledin bizi dedi ve tebessüm etti.

Ayça Sultan:

Saltuk Baba rüyamda Fatih Sultan Mehmet Han’ı gördüm.Yüzü bir ay parçası gibiydi. Sabahlara kadar teşbih çekip dualar ediyordu. Onun bir tek amacı vardı , o da istanbulu almaktı.Koca koca toplar döktürdü.Hisarlar yaptırdı. Uyku nedir bilmeden gece gündüz bu savaşa hazırlandı dedi ve  ekledi:

Acaba padişahımızın bana iletmek istediği bir mesaj mı var dedi?

Kurt Saltuk:

Bu rüyanın yorumu çak açık yavrum. Obamız yakın zamanda düşman saldırısına uğrayacak. Fakat savaşı biz kazanacağız. Şimdi hemen obaya dön ve haberi önce babana sonra da oba halkına ver. Vakit kaybetmeden hazırlıklara başlasınlar dedi.

Ayça Sultan:

Emrin başım üstüne Saltuk baba dedi ve atına atlayıp obanın yolunu tuttu.

Az gitti uz gitti dere tepe düz gitti sonunda obasına vardı. Varı varmaz da her şeyi babasına anlattı.

Bunun üzerine cihan Bey oba halkına haber saldı. Herkes savaş için hazırlıklara başladı.

Günler günleri kovaladı.

Bir sabah obanın gözcüsü telaşlı bir şekilde geldi ve şöyle dedi:

Oba halkı düşman askerleri yola çıktı. Yarın sabaha burada olurlar dedi ve oradan uzaklaştı.

Gözcünün dediği gibi ertesi sabah oba düşman saldırısına uğradı. Oba halkı ve Ayça Sultan düşmana aman verdirmeden hepsi tek tek hakladılar. Zafer artık Cihan obasınındı.

Cihan Halkı bundan sonra huzur ve mutluluk içinde yaşayıp gittiler.

Gökten üç elma düşüt. Biri sana ,biri bana. Biri de dinleyenlerin başına.



Hacer Taner Bulut
www.kafiye.net