KRAL İLE SIĞIRTMAÇ ARMANO

Bir varmış, bir yokmuş. Çok uzun zaman evvel köyün birinde saftirik bir sığırtmaç yaşarmış. Bu sığırtmacın adı Armano imiş.

Armano, köylünün ineğini, danasını, sığırını ve koyununu otlatarak geçimini sağlarmış.

Armano’nun evi köyün en yüksek tepesinde, derme çatma tahtadan, yoksul bir evmiş.

O, köylünün verdiği üç beş kuruşla geçimini sağlarmış. Zaten giysi ve yemek dışında pek bir şeye de ihtiyaç duyduğu yokmuş.

Bizimki ara sıra da olsa köy meydanındaki kahvehaneye inip bir iki bardak çay yuvarladıktan sonra kimseciklerle konuşmadan evine gitmek istermiş.

Fakat köylü onun hemen kahvehaneyi terk etmesine izin vermez onunla alay edip gülüşürlermiş. Armano köylüye aldırış etmez, bir zaman sonra evine dönermiş.

Gel zaman git zaman, köydeki tüm hayvanlar amansız bir hastalığa yakalanmış. Zaman içinde teker teker hepsi de ölmüş. Köyde hayvan kalmayınca köylü Armanoyu suçlayıp, onu köyden kovmuş.

Armono, tahta evine hüzünlü gözlerle bakıp, orayı terk etmiş.

Az gitmiş, uz gitmiş… Dere tepe düz gitmiş. Vara vara Turanga adında güzel ve zengin bir ülkeye varmış.

Önce kendine yatacak bir yer bulmuş. Ardından karnını doyurup uykuya dalmış.

Armano bir müddet sonra dışarıdan gelen seslerle uyanmış.

Sesler:

‘’Duyduk duymadık demeyin. Peynir ekmek yemeyin. Kralımız kendinden sonra tahta geçecek bir delikanlı aramakta. Bu yüzden ülkenin tüm delikanlıları yarın sarayın bahçesinde toplansın!’’

Sesleri duyan Armano yatağından kalkıp, hancının yanına gelmiş ve:

‘’ Şeyy! Kralın tahtına geçireceği oğlu yok mu da delikanlıları çağırmakta?’’ Diye sormuş.

Hancı:

‘’Maalesef kardeş. Onun soyunu sürdürecek bir evladı olmadı. O da her yıl ülkenin delikanlılarını sarayına toplar. Onları bir yığın teste tabi tutar. Fakat hiç biri bu testleri geçemez. Bakalım bu sene testi geçen olacak mı?’’ Demiş.

Hancıya teşekkür eden Armano, şehrin caddelerinde dolaştıktan sonra, hana dönüp, bir güzel uyku çekmiş.

Sabah olur olmaz da apar topar hazırlanıp, saraya gitmiş.

Saraya vardığında ülkenin delikanlıları bahçede toplanmış ve krallarını beklemekteymiş. Bir müddet sonra kral gelmiş.

Delikanlıları karşısına alan kral:

‘’Hoş geldiniz! Sefalar getirdiniz. Her yıl olduğu gibi bu yıl da burada geleceğin kralını seçmek için toplandık. Umarım bu son toplanmamız olur ve kralımızı seçeriz. Şimdi herkesin eline birer büyük çuval verilecek. Sizden istenen bu çuvalları mısır koçanlarıyla doldurmanız. Kim daha çok mısır koçanını toplarsa bu kişi kral seçilecek. Eşit toplayanlar ise kendi aralarında yeni bir teste tabi tutulacak!’’ Demiş.

Kral sözünü bitikten sonra hizmetkârlar çuvalları teker teker dağıtmış. Sonra da başlama düdüğünü öttürüp geri çekilmiş.

Düdük sesini duyan delikanlılar hızla tarlalara dalmış. Hepsi de ne kadar mısır koçanı varsa çuvallarına doldurup. Bitiş düdüğünde sarayda toplanmış.

Kral hizmetkârlarına emir vermiş.

Hizmetkârlar çuvallardaki mısır koçanlarını tek tek saymış. Sıra bizim Armano’nun çuvalına gelmiş. Fakat Arman’nun çuvalı boşmuş. Hizmetkâr kralla yaklaşıp, çuvalın boş olduğunu söyleyince kral Armonoya yaklaşıp:

‘’Hayırdır evlat! Sen neden koçan toplamadın?’’ Diye sormuş.

Armano:

‘’ Beni bağışlayın kralım! Ben başkasının tarlasına gidip mısır koçanı toplayamam. Onlar bana ait değil. Ben ömrüm boyunca harama el uzatmadım. Bu kralın emri olsa da bir şey değişmez. Ben böyleyim işte…’’ Demiş ve ardını dönerek oradan ayrılmak istemiş.

Fakat kral,Armono’nun gitmesine izin vermemmiş ve şöyle demiş:

‘’ Tam da benim aradığım gibi bir delikanlısın. Sen bu ülkenin kralı olacaksın. Tez hazırlıklar başlasın!’’ Demiş.

Kralı duyan,Armano:

‘’ Fakat kralım, ben ülke yönetmekten ne anlarım? Ben basit bir sığırtmacım.’’ Deyince kral:

‘’ Dürüst ve iyi yürekli olanlar her şeyi yapabilecek güce sahiptir. Sana her şeyi kısa sürede öğreteceğim.’’ Demiş.

Aradan yıllar geçmiş. Armano kraldan ülke yönetimine dair tüm incelikleri öğrenmiş.

Gün gelmiş kral hastalanmış. Bir müddet sonra da dünyaya gözlerini yummuş.

Kral öldükten sonra tahta Artmano geçmiş. Armano ülkeyi dürüstlükle çok iyi bir şekilde yönetmiş.

Daldan üç elma düşmüş. Biri sana, biri bana, biri de tüm dürüst insanların başına…

Hacer Taner Bulut
www.kafiye.net