KAHRAMAN TAVŞAN KARTOPU

Bir varmış, bir yokmuş… Çok eski zamanların birinde ormanın kuytu köşesinde bir tavşan ailesi yaşamaktaymış.

Bu aile beş kişilik bir aileymiş. Anne tavşan, baba tavşan ve üç yavru tavşan…

Bu tavşanların en büyüğünün adı Torin, ortancasının adı Arman, en küçüklerinin adı da Kartopuymuş.

Torin ve Arman çok becerikli, çalışkan ve cesur tavşanlarmış.

Arman her sabah erkenden kalkar, babasıyla bir olur, ormana odun toplamaya gidermiş.

Torin ise evde kalıp, annesinin ev işlerinde ona yardımcı olurmuş.

Gelelim Kartopuna: Kartopu, abla ve ağabeysinin aksine beceriksiz, korkak ve tembel bir tavşanmış.

Baba tavşan Kartopu’nun böyle olmasının sorumlusunu hep anne tavşanda bulur, onu şımartmakla suçlarmış.

Eee, haksız da değilmiş hani! Çünkü anne tavşan Kartopuna kıyamaz, onun yapabileceği tüm işleri kendisi yaparmış. Bu yüzden de Kartopu kendine güvensiz bir tavşan olup çıkmış.

Gel zaman, git zaman ormana aslan ailesi yerleşmiş. Bu ailenin tüm bireyleri güçlü, kuvvetli ve kavgacıymış.

Tavşan ailesi ve ormanda yaşayan tüm hayvanlar aslan ailesinden korkuyla söz ederlermiş.

Bir gece yarısı aniden tavşan ailesinin kapısı çalınmış.

Bu ses üzerine baba tavşan korkuyla yataktan fırlamış. Ürkek adımlarla kapıya yaklaşıp:

‘’Kim var orda? Gece yarısı ne işiniz var?’’ Demiş.

Kapının öbür tarafında duran Sansar Saso titrek bir sesle:

‘’Benim komşum Saso! Aç kapıyı sana diyeceklerim var!’’ Demiş.

Baba tavşan kapıyı yavaşça aralamış. Saso kapı aralığından hızla içeri dalmış. Hemen başlamış anlatmaya:

‘’Kusura bakmayın bay tavşan. Önemli bir mesele olmasa sizi bu vakitte rahatsız etmezdim. Beni lütfen bağışlayın.’’ Demiş.

Bay Tavşan sabırsızca:

‘’Bırak bu lagalugayı da anlat!’’ Demiş.

Sansar Saso ağzını silmiş ve başlamış anlatmaya:

‘’Buraya yeni taşınan aslan ailesi var ya!’’

Bay Tavşan:

‘’Eee, var! Ne olmuş?’’ Demiş.

Saso:

‘’İşte o bey, yani bay aslan dün kahvede bizi buradan kovacağına dair sözler edip duruyordu. Ben korkudan hiçbir şey söyleyemeden orayı terk ettim. İşte şimdi de buradayım.’’ Demiş.

Bay Tavşan:

‘’Dur hele! Sakin ol! Buluruz elbet bir çaresini. Sen şimdi doğruca evine git. Karın seni merak eder. Sabah ola hayrola.’’ Demiş.

Bu konuşmalara şahit olan Kartopu korku içinde:

‘’Baba, babacığım! Aslan ailesi bize saldırmadan Hemen burayı terk edelim.’’ Deyince Baba Tavşan:

‘’Bırak korkaklığı evlat! Bizi buradan hiçbir kuvvet çıkartamaz. Burası bizim topraklarımız. Asıl gidecek biri varsa o da aslan ailesidir.’’ Diye haykırmış.

Babasından güç alan kartopu:

‘’Haklısın babacığım’’ Demiş.

Gürültü patırtıyı duyan anne tavşan, Torin ve Arman hızla alt kata inmiş. Anne tavşan:

‘’Neler oluyor? Gecenin bu vakti bu gürültü de neyin nesi?’’ Diye sormuş.

Sansar Saso olanı biteni Bayan Tavşana anlatmış.

Anne tavşan korkuyla yavrularına sarılmış.

Tam o sırada kapı ‘’güm güm’’ vurulmuş.

‘’Açın kapıyı! Açmazsanız, ben açmasını bilirim!’’

Bu ses baba aslanın sesiymiş.

Bu ses karşısında, kayıtsız kalamayan Kartopu, hemen eline bir kürek alıp, Kapıyı hızla açmış. Sonra da aslanın üzerine yürürmüş. Kartopu’nun bu hamlesine şaşıran aslan:

‘’Bak hele sen küçüğe! Gel seni bir güzel hırpalayayım da gör gününü’’ Demiş.

Kartopu’nun bu hamlesi tüm aileyi cesaretlendirmiş. Başta Baba Tavşan olmak üzere evdeki tüm hayvanlar aslana saldırmış.

Feci şekilde dayak yiyen Bay Aslan:

‘’Yalvarırım bırakın beni! Tamam, siz kazandınız! Yarından tezi yok burayı terk edeceğim.’’ Deyince tavşan ailesi hep bir ağızdan:

‘’Anca gidersinnn!’’ Diye bağırmışlar.

Aslanın gittiğini gören hayvanlar rahat bir nefes almışlar.

Sonra da Kartopunu kucaklayıp, ona cesaretinden ötürü tebrik etmişler.

Ertesi sabah aslan ailesi pılısını pırtısını toplayıp, ormanı terk etmiş.

Onlar gidince, orman halkı rahat bir nefes almış.

O günden sonra bizim Kartopu Kahraman Kartopu adını almış.

Daldan üç elma düşmüş. Biri sana, biri bana, biri de siz dinleyicilerimin başına.

Hacer Taner Bulut
www.kafiye.net