TEMBEL KEDİ KARAMAZ

Bir varmış, bir yokmuş… Eski zamanların birinde Karamaz adında tembel mi tembel bir kedi yaşarmış.

Bu kedi, günlerini çöplüklerde yiyecek arayarak geçirir,birkaç lokma bir şeyler bulunca hapur hupur mideye indirir, sonra da koyu bir ağaç gölgesi bulup akşama dek uyurmuş.

Diğer kediler onun bu yaşantısı karşısında öfkelenir, ona olmadık hakaretler yağdırırlarmış.

Gel zaman, git zaman Karamaz’ın kaşsısına güzel bir kedi çıkıvermiş. Bu güzellik karşısında dili tutulan Karamaz, yavaşça yaklaşıp:

‘’Merhaba güzel bayan! Ben Karamaz. Size hangi adla hitap edeyim?’’ Diye sormuş.

Bayan kedi:

‘’Bana Perisu diyebilirsiniz.’’ Demiş.

Perisu parlak tüylü, temiz kıyafetli, şık bir bayanmış.

Karamaz’ın bir anda kalbi yerinden fırlayacak gibi olmuş.

Kendi kendine:

‘’Galiba âşık oluyorum.’’ Demiş.

Sonra da duygularını Perisu’ya açmış.

PerisuKarazmaz’a:

‘’Sizi tanımak isterim.’’ Demiş.

Bu konuşmanın ardından aylar geçmiş.

Birbirlerini tanıyan çift, evlenmeye kara vermişler.

Bir müddet sonra da evlenmişler.

Evliliklerinin ilk ayları çok güzel geçmiş. Ta ki Perisu hamile olduğunu Karamaz’a söyleyene kadar.

Bu haberi alan Karamaz:

‘’Neeee! Hamile misin? Daha kendi karnımızı bile doyuramadan, nasıl hamile kalabilirsin!’’ Diye haykırmış.

Karamaz’ın bu tepkisine kayıtsız kalan Perisu aylar sonra yavruları doğuruvermiş.

Minik minik tam üç yavru… Bu yavrular sevimli mi sevimli kediciklermiş.

Fakat gün geçmemiş ki yavrular acıkmış. Yavruların sesleri Karamaz’ın kulaklarını tırmalıyormuş.

Bu sesler karşında Karamaz:

‘’Sustur şunları! Bunlar ne diye mızlayıp duruyor ki?’’ Demiş.

Perisu öfkeyle:

‘’Tabii ki açlıktan mızlıyorlar. Bir baba gibi git kendine bir iş bul. Sonra da karnımızı doyur!’’ Diye haykırmış.

Bizim tembel Karamaz’a çalışmak zor geldiği için hemen çöplüğe koşmuş. Çöpten biraz yiyecek bulup Perisu’yun önüne koymuş.

Bu pis yiyecekleri gören Perisu’yun öfkesi iki katına çıkmış. Ardından bas bas bağırarak evi terketmiş.

Yalnız kalan Karmaz, yine eski günlerdeki gibi çöpten yiyecek bulup, onlarla karnını doyuruyormuş. Karnı doyunca da akşama kadar tembel tembel yan gelip yatıyormuş.

Arada Perisuyu ve yavruları düşünüyormuş.

Aradan aylar geçmiş. Kramaz,Perisuyu ve yavruları çok özlediğini, onlarsız yapamayacağını anlamış.

Ertesi sabah hemen iş aramaya koyulmuş. Aynı gün iş bulan Karamaz müjdeli haberi Perisu’ya vermiş.

Sonra da:

‘’Ne olur eve dönün! Sizsiz hayatın hiç anlamı kalmadı. Sana söz veriyorum, bundan sonra çalışkan bir baba, iyi bir koca olacağım.’’ Demiş.

Bu sözler karşısında umut dolan Perisu ve yavrular o gün eve dönmüş.

Karamaz çok mutlu olmuş.

O, artık çalışkan bir kedi, iyi bir eş, iyi bir kocaymış.

Onlar ermiş muradına biz çıkalım Kaf Dağına.

Hacer Taner Bulut
www.kafiye.net