ÇALIŞKAN SOLUCAN SAMRA

Bir varmış, bir yokmuş. Allah’ın günü çokmuş.

Çok çok eski zamanların birinde Samra adında yaşlı bir solucan yaşarmış.

Solucan Samra, yaşlı olmasına yaşlıymış, fakat bir o kadar da sağlıklı ve dinçmiş. Bu halini, gece gündüz demeden çalışmasına borçluymuş.

Samra, yıllardır küçük bahçesine sebze, meyve eker, onların bakımıyla uğraşır dururmuş.

Samra ‘nın yaşıtları çoktan emekli olup, köşelerine çekilmişler.

Artık onlar kahvehane köşelerinde vakit öldürüp, gereksiz muhabbetlerle dolu günler geçirmektelermiş.

 Üstelik bütün bunlar yetmezmiş gibi Samrayla da alay eder dururlarmış.

Samra arkadaşlarına aldırmaksızın çalışır, didinirmiş.

Yetiştirdiği meyve ve sebzelerin birçoğunu ihtiyaç sahiplerine dağıtır, mutlu olurmuş.

Gel zaman, git zaman Samra’nın arkadaşları teker teker hastalanıp yataklara düşmüş.

Fakat Samra hala sağlıklı ve dipdiriymiş. Eee, ne demiş atalarımız? ‘’İşleyen demir ışıldarmış.’’

İşte bizim Samra da çok çalışmanın getirdiği sağlıkla, günlerini huzur ve mutlulukla geçirmiş.

Daldan üç elma düşmüş. Biri sana, biri bana, biri de siz dinleyenlerin başına.

Hacer Taner Bulut
www.kafiye.net