SPORA BAŞLAYAN TAVUK GUKGUK VE DÜRİYE ANA

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, eski zamanların birinde yemyeşil ağaçlarla örtülü bir köy varmış. Bu köyde Düriye Ana adında fakir ve yalnız bir kadıncağız yaşarmış. Bu kadının tek geçim kaynağı tavuklarıymış.

Düriye Ana tavukları için topladığı otları kurutur, sonra da tavuklarına yedirirmiş. Tavukları da ona her gün tam yirmi tane yumurta verirmiş.

Bir gün tavuklarından bir kaçı, bir sürü civciv çıkartmış. Bu civcivler rengârenk, cıvıl cıvıl, mini minilermiş.

Düriye Ana civcivleri görünce çok sevinmiş. Her bireri için yem getirmiş.

Günler böylece akıp gitmekteymiş.

Bu arada civcivlerde yavaş yavaş palazlanıyorlarmış. İleride kimisi tavuk, kimisi de horoz olacakmış. Düriye Ana o günleri iple çekiyormuş.

Gel zaman, git zaman Düriye Ananın civcivleri kocaman birer tavuk olmuşlar. Aralarında hiç horoz yokmuş.

Düriye Ana’ ’olsun, buna da şükür.’’ Demiş.

Düriye Ana her sabah erkenden kalkıyor, sahipsiz tarlalara gidiyor, oradan topladığı otları kurutup, tavuklarının karnını doyuruyormuş. Fakat bir tanesi doymak nedir bilmiyormuş. Bu da Tavuk Gukgukmuş.

Tavuk Gukguk önüne ne konulursa silip süpürüyormuş. Sonra da kümese gidip, bir güzel uyku çekiyormuş.

Aradan aylar geçmiş. Bizim Gukguk şişmanlamış. Adeta bir yağ tulumuna dönüşmüş. Bu şişmanlık onun hareket yeteneğini de kısıtlamış.

Bir akşam kümese kara gözlü, kabakulaklı, uzun kuyruklu, aç bir sansar dadanmış.

Sansarı gören tavuklar bir bir kaçışmış. Fakat Gukguk bir türlü kaçamamış. Bu durumu fırsat bilen sansar Gukguku tam dişlerinin arsına almış ki, birden kafasına kocaman bir odun inmez mi?

Odunu vuran Düriye Anadan başkası değilmiş. Odunu yiyen sansar, acı içinde dişlerini aralamış. Sonra da var gücüyle orayı terk etmiş.

Sansardan kurtulan Gukguk Düriye Anaya teşekkür edercesine sürtünmüş.

Gukguk’u kucağına alan Düriye Ana:

‘’Bak canım! Bu günden tezi yok spor yapacaksın. Yemi de, az yiyeceksin. Bak, canını zor kurtardın. Bana söz ver.’’ Demiş.

Gukguk Düriye Anaya sürtünmüş.

Ertesi sabah herkesten erken uyanan Gukguk spor yapmaya koyulmuş. Durmadan spor yapmış. Günlerini spor yapıp, az yiyerek geçiriyormuş.

Bir müddet sonra zayıflamış, çevikleşmiş ve güzel bir tavuk olmuş.

O günden sonra kümesteki tüm hayvanlar ve Düriye Ana mutluluk içinde yaşamış.

Daldan üç elma düşmüş. Biri sana, biri bana, biri de sizlerin başına.

Hacer Taner Bulut
www.kafiye.net