KRAL VE BÜYÜCÜ ADARA

Yıllar, yıllar evvel dik yamaçların bulunduğu bir ülke varmış.

Bu ülkenin adaletsiz bir kralı varmış. Adaletsizliğinin yanında halkına kötü davranırmış.

Ülke halkı krallarının bu tutumundan bıkıp, usanmış. Fakat hiç seslerini çıkartamazlarmış.

Gel zaman, git zaman ülkeye gizlice bir büyücü yerleşmiş. Bu büyücü kralın yıllar evvel ülkeden kovduğu güzeller güzeli Adaraymış.

Kralın aşkına karşılık vermeyen Adara, kendi kaderini kendi elleriyle yazmış. Adara çok sevdiği ülkesinden kovulmanın acısını derinden hissediyormuş.

Yıllar geçmesine rağmen Adara’nın krala olan öfkesi dinmemiş. Aklı fikri ondan alacağı intikamla doluymuş.

Bu amaçla geldiği ülkesinin halkı sefil, perişan ve açmış. Bu gördükleri Adarayıçok üzmüş.

Hemen dağlara çıkıp, büyü için bitki toplamaya koyulmuş. Tüm bitkiler toplandıktan sonra kazanlar kurulmuş. Kazanların altı bir bir ateşe verilmiş.

Kazanlardan çıkan dumanlar tüm ülkeyi etkisi altına almış. Bu durumdan bir tek kral etkilenmemiş.

Dumanları içine çeken halk krala başkaldırmaya başlamış. Kralı tahttan indiren halk, onu ülke dışına sürgün etmiş.

Adara, amacına ulaşmış olmanın keyfiyle büyü altındaki insanları tekrara eski haline getirmiş.

Sonra da tahta geçip, ülkeyi adaletli bir şekilde yönetmiş.

Halk Adara’nın kraliçeliğinde huzurlu bir yaşam sürmüş.

Onlar ermiş muradına. Darısı, eremeyenlerin başına…

Hacer Taner Bulut
www.kafiye.net