KAZ KARAMAS

Evvel zaman içinde… Kalbur saman içinde… Eski zamanların birinde kocaman bir kaz çiftliği varmış.

Bu çiftlikte sayısız kaz yaşarmış. Buradaki kazların sahibi zengin bir tüccarmış. Kazları da tüylerini satmak için beslermiş.

Gel zaman, git zaman… Kazlar tüylenmiş. O kadar tüylenmişler ki, başları tüyden görünmez olmuş. Bu durum tüccarın çok hoşuna gitmiş. Hiç vakit kaybetmeden haberi, yardımcılarına ulaştırmış.

O sabah, bir grup işçi çiftliğe girmiş. Tüm kazları karanlık bir kümese kapatmışlar. Sonrada kazları tek tek yakalayıp, tüylerini yolmaya başlamışlar. Tüyleri yolunan kazlar acı içinde çığlık atıyorlarmış. Fakat bu durum işçilerin hiç umurunda olmamış. Onlar kazanacakları paranın derdindelermiş.

İşçiler, neredeyse tüm kazların tüyleri yolmuş. Geriye sadece Kaz Karamas kalmış.

İşçilerin, üstüne üstüne geldiğini gören Karamas, başlamış yalvarmaya:

‘’Ne olur beni bırakın! Ne isterseniz yapmaya hazırım! Yeter ki tüylerimi yolmayın! Beni bırakırsanız, tüccarın sakladığıaltın küpünün yerini gösteririm!’’ Demiş.

Altın lafını duyan işçilerin gözleri fal taşı gibi açılmış.

Aralarından biri:

‘’Yapmayın arkadaşlar! Bu kaz bize yalan söylüyor. Hem nereden bilecekmiş altınların yerini. Gelin bunun tüylerini yolalım! Aksi halde tüccar paramızı vermez. Üstelik başkasına ait olan mal alınmaz. Bu düpedüz hırsızlık!’’ Demiş.

Bunu duyan işçilerden en güçlüsü:

‘’Boş versene sen! Ben şansımı deneyeceğim. Ya bu kaz doğruyu söylüyorsa… O zaman yaşadık! Ben kazı dinleyip, altınların yerini öğreneceğim. Var mı benimle gelen?’’ Diye sormuş.

Bir kişi dışında hepsi de bu teklife ‘’evet ‘’demiş.

Kaz Karamas:

‘’Beni dinleyen zengin olur! Çok akıllıca davrandınız. Şimdi beni bırakın da altınların yerini göstereyim.’’ Demiş.

Kazı duyan işçiler, onu bırakmışlar. Serbest kalan Karamas, hızla çiftliğin çitlerini aşıp, oradan kaçmış.

Çiftliğin dışına çıkınca işçilere seslenmiş:

‘’Heyyy! Ahmaklar. Elindekiyle yetinmeyi bilmeyenlerin sonu sizin gibi olur. Şimdi hem tüylerimden hem de altınlardan oldunuz.Hadi bana eyvallah!’’ Demiş ve orayı hızla terketmiş.

Ahmak işçiler, kazın ardından bakakalmışlar.

Karamas, ermiş muradına biz çıkalım kerevetine.

Hacer Taner Bulut
www.kafiye.net