KAVGACI AHTAPOT AYÇÖR

Masal masalmaniki
Yolda saydım on iki
On ikinin yarısı
Tilki çakal karısı.
Masal masalmartladı
İki fare atladı
Kurbağa kanatlandı
Tos vurdu bardağa
Çocuk çıktı çardağa.
Masal masalmaniki
Kuyruğu var on iki
Kuyruğunda beni var
Kulağında çanı var.
Masal masalmatatar
Dil okur, damak tadar.

     Eski zamanların birinde, Ayçör adında kavgacımı mı kavgacı bir ahtapot varmış. Bu ahtapot karanlık kovuğunda tek başına yaşarmış. Yalnızlığının sebebine gelince: Ayçör kavgacı ve geçimsiz bir ahtapot olduğu için kimse onun yanına gelmezmiş.

Ayçör canı sıkılınca ne mi yaparmış? Bakın anlatayım:

    Her gün öğleye doğru kalkar, kahvaltısını yapar ve dolaşmaya çıkarmış. Canı birileriyle konuşmak isterse, ahtapotlar kulübüne gidermiş.

    Ahtapot kulübündekiler saygılı ve naziklermiş. Bu sebepten ötürü Ayçör’ü kulübe almak istemezlermiş. Fakat Ayçör buraya, kaba kuvvet kullanarak girermiş. Sonra da bir bahane bulup, kavga çıkartırmış. Kulüpteki tüm ahtapotlar, Ayçör’den bıkıp usanmışlar.

     Amacına ulaşan Ayçör, kulüpten ayrılınca kovuğuna gelir, televizyonunu son ses açar ve ‘’bangır bangır’’ izlermiş.

     Bu durumdan hoşnut olmayan komşuları, Ayçör’ün tavırlarından korkarlar ve ses çıkartamazlarmış.

      Gel zaman, git zaman, Ayçör’e güçlü, kuvvetli bir ahtapot komşu gelmiş. Bu ahtapotun adı, Korpos imiş.

Korpos, gelir gelmez eşyalarını yerleştirmiş. Yemeğini yemiş. Sonra da çok yorulduğu için erkenden uykusu gelmiş.

Korpos yatar yatmaz, yan evden ‘’bangır bangır’’ televizyon sesleri gelmeye başlamış. Bu sesler tahmin ettiğiniz gibi Ayçör’ün evinden geliyormuş.

Korpos gürültüden uyuyamayınca, sesin geldiği eve doğru gitmiş. Kapıyı ‘’güm güm’’ vurmuş. Kapı sesini güçlükle duyan Ayçör, öfkeyle kapıyı açmış. Karşısında duran iri yarı ahtapotu görünce biraz ürkmüş. Sonra bu ahtapotu daha önce hiç görmediğini anlamış.

Korpos:

‘’Merhaba kardeş! Ben buraya yeni taşındım. O yüzden çok yorgunum. Televizyonun sesini duyabileceğin kadar açarsan, uyuyabileceğim.’’ Demiş.

Duydukları karşısında öfkelenen Ayçöre:

‘’Neeee? Sen ‘’Dağdan gelip, bağdakini mi kovuyorsun?’’ Haaa! Demiş.

Korpos, Ayçör’ün bu tavrı karşısında öfkelenmiş ve:

    ‘’Senin nezaket kurallarından haberin yok anlaşılan! Sana derdimi uygun ve nazik bir dille anlattım. Fakat sen beni anlamamakta ısrar ediyorsun. Ben de senin anlayacağın dilden konuşayım o zaman.’’ Demiş.

Bu laflara iyice sinirlenen Ayçör; yumruğunu bir hışımla Korpos’un çenesine indirmiş. Canı yanan Korpos,  durur mu? O da yumruklarını konuşturmuş. Yere serilen Ayçör, pes etmiş. Sonra da Korpostan özür dilemiş.

    Bizimki o günden sonra kavga etmemiş. Bu ona çok iyi bir ders olmuş.Korpos’un sayesinde, tüm ahtapotlar huzura kavuşmuş.

 

 

Daldan üç elma düşmüş. Biri sana biri bana, Biri de anlatanların başına.

Hacer Taner Bulut
www.kafiye.net