Neden Bunca Melânet

Çekilince yıldızlar,uykuda iken gece
Kamaştırır gözümü acundaki nimetin
Yorarken dimağımı sırla kaplı bilmece
Hikmetini ararım,bir başta, bin suretin

Başbaşayız seninle,bir sen varsın bir de ben
Varlığına müptelâ, aşkınla titrer beden
Volkanımın içinde beni hergün kahreden
Boşuna geçirdiğim ömür denen zimmetin

En deli kasırganın, kanadına binseydim 
Zülfiķarım olsaydı, Mûrteza’ya dönseydim 
Zalimlerin başına balyoz gibi inseydim
Kurutsaydım kökünü vahşet denen zilletin.

Utandı seyretmekten, saatim, yılım, ay’ım
Siyonistler yüzünden her gün artıyor kıyım
Iblisi aratmıyor kuzu postunda bayım
Firavunun soyuna, inmesin merhametin

Deli çaylar gibiyim, menzil uzak, yok durak
Kötülük uyanıyor, birbirini sarsarak
Ayaklar baş olalı, karıştı usta, çırak
Arala perdesini gözlerdeki gafletin

Izninle akıyorken; Kızılırmak, Nil, Fırat
“Ol”emrinle olurken, canlı cansız mahlûkat
Nedir bu doyumsuzluk, neden bunca melânet?
Şinel’imin dileği; tez gelsin adaletin.

DÖNDÜ DEMİR ŞİNEL ŞİİRLERİ ÝÜREĞİN SESİ’NDEN
www.kafiye.net