Çok Başkalaştık!

Çok başkalaştık!
Adım adım hiçliğe yürüyoruz
Sırtımızda koca bir insan seli
Masmavi gökyüzünü gider ayak kaybediyoruz
Bizler,sizler,onlar…
Hepsi darmadağın,hepsi yoklukta
Soy ağacının dalını bilmeyene
kökünü sormak mı?
Güldürmeyin beni
Mandallanmış umutlar ile yaşıyoruz
Hayaller eskisi kadar yakın değil artık
Duyguları betonlaşmaya gömerken 
aklınız neredeydi?
Uyurken bile çam kokusu eşlik ederdi yüreğinize
Çimonto kokusu ile uyuyun
uyuyabilen uyusun hadi!
Hani eskilerin pembe panjurlu ev hayalleri?
Hani eskilerin dam altı
gizli ve heyecanlı sevda konuşmaları?
Elleri birbirine değmezdi utanmaktan güzel yüreklerin
Sizin eliniz kimde belli mi simdi?
Ah zaman ah!
Nasıl bir hiçliğe sürüklüyorsun bizi?
Aldın çekiyorsun içine içine can dediklerimizi 
Eskiler dostum diyerek anardı sevdiği kişileri
Şimdi kanka meraklısı olduk
suç sende değil ki 
Ayşe abla perde arkasından seyrederdi
sokaktan geçen selvi boylu sevdiğini
Şimdi balkonda selfi yapıyor kızlarımız
göstermek için kendini
Yağmur yağarken bile bir başka olurdu damın sesi
Bir melodi tutturmuş gidiyordu
eski damların saç malzemesi
Yerini bıraktı sessizliğe
Suspus olup oturun,hadi!
Geçmiş geride kalmaz Azizim
geçmiş geride kalmaz
Bir iz bırakmadan yüreklerde uslanmaz
Hayat mandallanmaz 
bir çamaşır teline bir çarşaf gibi
Islanmışsa bir kere yürek geçmise özlem ile
gelecek geçmişe benzemezse bir daha kurumaz
Ben gibisi sizi kaleme almadan durmaz Azizim
Eskiyi yad etmeden olmaz!

Neslihan Eyüboğlu
www.kafiye.net