ÇEŞMNEDA

Öyle ala fıcırık boz duman edişini dünyayı
Hıçkırıklara boğulurcasına gürleyişini
Derleyişini cümle bulutlarını
Yitirmişçesine tüm umutlarını
Şakır şakır yağışını
Sele verişini değil her yeri
Şöyle öksüzce kıvrılıp büzülüşünü
Masumlaşan yüzünü
Yıkık kaşlarından uzaklaşıp
Birbirlerine sokularak dertleşen
Kirpiklerinin arasında beliren gözyaşını
O çiy tanelerinin
Sebepli sebepsiz
Sessiz sedasız
Ve vedasız ayrılışlarını
Göz pınarlarından
Ardında ışıltılar bırakarak
Yanaklarından yavaşça süzülüşünü

Issızlaşan yüreğinin hüznünü
Kırgınlığını küskünlüğünü
Buruk tebessümünü seviyorum
Acı yüklü gülüşünü
Yetimce yığılıp kalan
Bir yana devrilen bakışını
Kendi feylinde
Dakikalarca akışını

Gün ışıdıkça yıldızları sönükleşen
Laciverdi mavileşen geceliğin
Ne yapacağını bilmeyen
Acemice dolanan çaresiz ellerinle
İncecik cılız kolların
Ve kalem bacaklarınla
O güçsüz o çocuksu görünüşünü

Istırapla bakışını seviyorum senin Çeşmneda
Yalımıyla yanımı yakamı yakışını
Yakışını canımı an be an
Atışını kalbimde dem be dem

Sen dargın
Ben perişan

Dudaklarında sitem
Gözlerinde nem

Onur BİLGE
www.kafiye.net

Şiirin Hikayesi
NEDA: Farsça ŞEBNEM anlamında…
ŞEBNEM: Jale, çilen, çilenti, çığ, çiğ, çiy, kırağı, nem, rutubet…
ŞEB: Gece
NEM: Rutubet
ŞEBNEM: Gece nemi gibi…
ÇEŞMNEDA: Nemli göz… (Sulu gözlü) Benim buluşum.
Sabaha karşı çiseleyen yağmuru şahıslandırdım. Sevgili olarak olarak düşündüm ve onunla bütünleştim.
 En çok ağlayışını seviyorum senin Çeşmneda