Müebbet

Senden akıl geçti, gönül geçmedi 
Sevdamın önünde durup ağladım 
Cevrin yükü taçtı, paha biçmedi 
Cefayı ekmeğe sürüp ağladım

Ne haber ne selam, açtın arayı 
Yıkıldı başıma yarin sarayı 
İmbikte süzülen ince yarayı 
Demleyip koynuma sarıp ağladım

Gittiğim her yerde yönü şaşırdım 
Fikrimin sabrını gözde taşırdım 
Türkünün hasını közde pişirdim 
Sazımın teline vurup ağladım

Uykuyu uyuttum sala yatırdım 
Akşamdan sabaha ömrü bitirdim 
Düştüğüm zindanda beni yitirdim 
Zihnimi çarmıha gerip ağladım

Dolunay inmeden siyah geceye
Anlattım, sığmadı iki heceye
Her seven dayanmaz böyle acıya 
Sancıyı kadehte kırıp ağladım

Alem-i Cihanı bakıp izledim
Gelirsin diyerek seni gözledim 
Sakladım kalbimi sırra gizledim
Ruhumun ruhuna girip ağladım

Sözlerim dilimde tutuklu kaldı 
Hayaller askıda müebbet aldı 
Zamanı unuttum, takvimi çaldı
Saati maziye kurup ağladım

Kapılıp hırs ile, dünya hıncına 
Gurbette unutup kıyma bu cana 
Hediye ettiğin bakır fincana 
Kırk yıllık hatrını sorup ağladım

Nasırlar bağladı ayak izimde
İnciler döküldü kara güzümde
Aynaya yansıyan puslu yüzümde 
Derbeder kadını görüp ağladım

14 / 01 2017
Sibel Orcan / Manavgat
www.kafiye.net