YILBAŞI HİNDİSİ 

Birçok paylaşımda yılbaşında hindi kesmek ile kurban bayramında kurban kesmek arasındaki alakayı çözemedim. Bir karşılıklı tartışma sürüyor.

Bazıları Kurban kesimine karşı ve kurban kesileceğine git bir fakirin bir yıllık gıda gereksinimi karşıla diyor. Ben kurban bayramında kurban kesilmesine karşı değilim. Sadece kurban Etlerinin gerçekten ihtiyaç sahiplerine dağıtılmasına, kurbanı zenginlik göstergesi ve gösteriş olarak kesmeye, payları da varsıl insanlara dağıtmaya karşıyım.

Birde poz, poz kurban etlerini, kesilen hayvanları Facebook’ta yayınlayanlar var bunlara ise söylecek sözüm yok. İsteyen de hayır niyetine kurban parasını bir yoksula veya kuruma bağışlayabilir. Yoksul üç gün her öğün et yiyip yılın üçyüz altmış iki günü yavan ekmek yiyorsa ona katkı sağlamak daha mantıklı geliyor.

Öncelikle yılbaşı sofralarında hindi bulunması ile ilgili hiçbir kültürde, hiçbir dini inançta herhangi bir ifade bulunmuyor. Günümüzde evcilleştirilmiş olan hindiler, Amerika’nın keşfi öncesinde yabani olarak yaşamlarını sürdüren hayvanlarmış. Amerika’da yaşamakta olan yerliler ise (Amerika kıtasının keşfi ve kızılderililerin felaketi) ziyaretçiler ile zaman içerisinde gelişen ilişkileri doğrultusunda mısır ekimi ve hindi avcılığı gibi bazı bilgileri paylaşmışlardır. Bu nedenle her yıl kasım ayı içerisinde kızılderililere şükranlarını sunmak amacı ile İngilizler trafından kutlanan şükran gününde, yemek sofralarında hindi yerini almaktadır.

Zaman içerisinde hindi, büyük ve iştah açıcı görüntüsü ile özel günlerde sofralarda yerini almaya başlamıştır. Şükran günü ve yılbaşı birer dini bayram olmamakla birlikte, Müslümanlar ve diğer dinler için herhangi bir anlamları da bulunmamaktadır.

Bizde yabancıların pek çok gelenek ve göreneğini sadece satışları canlandırmak ve pazarlama taktiği olarak iyi sunulmaktadır. Doğum günü, sevgililer günü, anne ve babalar günü vb. Günler hep dışarıdan aldığımız kutlama günleridir ve bu günlerde hediyeleşme ve alışveriş çılgınlığı yaşanmaktadır. Şimdi sadece yılbaşında yenilen hindi veya tavuk yemeğine tek başına odaklanmak haksızlık olur. Bizler millet olarak abartı, gösteriş ve havayı seviyoruz.

Sanılanın aksine yılbaşı gecesi hindi yenmesi bir hristiyan geleneği değildir. Şükran günü Kızılderililer ve İngilizler arasındaki bir ziyafetin, zaman içerisinde insanlar arasındaki sosyal ilişkilerin tazelenebilmesi adına ulusal bir bayrama dönüşmesi ile günümüzdeki halini almıştır. Beş gün kadar sürmekte ve kutlanmakta olan bu ulusal bayramlarında insanlar daha çok aile ve arkadaş ziyaretleri ile vakit geçirmektedir.

Bizde ise yılbaşı olarak yeni yıl kullanmaktadır. Yeni bir yılın gelişi sebebiyle insanların birbirine iyi dileklerini sunması, hediyeleşme, birlikte eğlenmesi ve ziyafetler ile yeni bir yılı karşılama istediğidir. Bu gün diğer kutlanan doğum günü, anneler, babalar günü, sevgililer günü ile eş anlamda bir gündür.

İçerisinde bulunduğumuz zor günlerde birlik ve beraberlik içinde olmaya ve birbirimizin farklılıklarını zenginlik kabul etmeye ihtiyacımız var. Bu sebeple gereksiz yere yeni yıl kutlamalarında sofralarında hindi alabilecek ekonomik gücü olan insanları da herhangi bir dini bayramda kesilen kurban ile mukayese etmek bize yakışmaz. İsteyen zaten istediğini her zaman alıp yiyor, içiyor.

Yüce Rabbim herkesin sofrasına yiyecek, barınacak ev nasip etsin. Huzur ile sahip olduklarını paylaşmayı da özellikle nasip etsin. En önemlisi de sağlam devlet yapısı içinde hiç kimseyi başka bir devletin himmetine muhtaç etmesin. Birlik ve beraberlik içinde, kendi vatanımızda, kendi bayrağımız altında nice yeni yıl ve güzel günler kutlamayı nasip etsin.

Saygı, sevgi ve huzur ile kalınız.

Nejla BILGIN
www.kafiye.net