Gülüşünden Öpülmeden

Benimki melez bir hikaye ertesi
Hep bir tarafı boşluğa düşen
Tıpkı avına yaklaşan aç bir kaplan
Solgun kelimelerde bekliyor çekinmeden

Büyüdükçe unutulan kurallar
Biraz okşanıp, gönlü alınmalar
Çizilse de içimdeki burukluk ‘küstüm otlarına’
Dudaklarımı büzer, dizlerimi büker..

Bir eksiklik, 
Bir suçluluk dokunur delice
Dağılır sonradan kızıl kanatlarıma
Nedir bu ezbere kendime çeken?
Alazlanmış tenimde kaç sır 
İçinde cehaleti,çiğliği ve bazende, 
Bayağılığa yaklaştıran?

Bazen kelebek olup uçuşur
Bazen de,
Resmin bütününe uzanır hazan.

Ah işte düştü gözyaşım yine soğuk taşlara
Bitmemiş miydi omuzlarıma çöken?

Yeni başlangıçlar ne tamamen odur,ne de 
Budur derken,
Zordur uzağa düşen!

Güneşe dönük,
Belki de duygularımın küçülüşü 
Belki de nutku tutuk çığlığı
Unutmuş mu ki pişmanlıklar
Gülüşünden öpülmeden.

İlknur Yıldırım 09.10.2016 Pazar
www.kafiye.net