KUMSALDA SON DURUM

Çok uzun yıllardır bu sahile gelirim. Önceleri çok az sitenin olduğu, insanların plajda birbirini tanıdığı, komşuluk ilişkileri çok iyi olan muhteşem bir yazlık, sayfiye yeriydi.

On beş yılda tarlaların imara açılması sonucunda her yıl artarak kalabalık olmaya başladı. Son bir kaç yılda ise yazlıkçıların bayram tatillerinde sahile gitmek değil sokağa çıkamayacağı kadar kalabalık oldu. Elbetteki herkesin tatil yapma hakkı var fakat burasının da bir kapasitesi var. Tıpkı üç kişimin yaşadığı bir yerde ilave olarak on kişinin yaşamaya çalışması gibi ne düzen kalıyor ne sistem.

Otel sayısı sınırlı ve daha çok ev pansiyonculuğu yapılan yerde gelen sayısı fazla olduğu için fiyatlar çok yüksek ve verilen hizmet sadece yatacak yer temini ile sınırlı.

Dün akşam yemekten sonra yürüyüşe çıkmak istedik. Bir tane caddemiz var onun adı da Yalı caddesi fakat ben yürüyüş için başka seçenek olmadığı için adına mecburiyet caddesi diyorum. Cadde aynı İstanbul İstiklal caddesi gibi kalabalık. Yürümek ne mümkün? Adım, adım ve adeta burun, buruna bir yürüyüş oldu. Hemen ara sokaklara saptım ve otuz yıllık kasabıma gittim. Kasap yorgun ve bıkkın çekirge sürüsü gibi gelen tatilci daha ucuz diye tavuk bırakmamış ve zaten kırmızı etme onlar rağbet etmez.

Akabinde bir marketin önüne geldiğimde dehşet içinde kaldım en az elli kişi kuyruk olmuş, öndekiler itiş kakış tartışıyor ve hafiften kavga etme modunda yakında bulunan ilçeden minibüs ile ekmek gelmiş adeta talan var. Gecenin yirmikisine kadar uzun süredir ekmek kuyruğunda bekliyorlarmış, sinirler yay gibi, sanki tatile değil kuyrukta kavga etmeye gelmişler. Hiç bir yerde ekmek kalmamış, tüm marketlerin ekmek reyonları kıtlık var gibi boşaltılmış.

Tüm boş kalan arsalara, sahile uyduruk çadırlar kurulmuş. Çoluk, çocuk, genç yaşlı tüm aile ya arabada uyumaya hazırlanıyor, ya da çadırda kalacak. Arabalara bakıyorum pek ucuz araba değil. Fakat zihniyet bir tuhaf. İnsan bir yere tatile gelince sokakta mı yatar.
Sanki zorunlu olarak buraya gelmek konumunda gibi hepside sinirli ve yüzleri asık.

Koskoca yılda iki tane dini bayram var. O Bayram’lar ne hikmetse artık tatil gibi algılanıyor. Madem ülkede herkes bu kadar dindar o Zaman tatil yerlerinde ne pahasına olursa olsun bulunmak zorunluluğunun mantığı ne?

Evinizde oturun, kabir ziyaretsinizi yapın ve yaşınıza göre ya eş dost akraba ziyareti yapın veya misafir ağırlayın. Artık gittikçe yozlaşan bir zihniyet ile arabasına atlayan sokakta kalmayı göze alarak bulunduğu yeri terk ediyor ve gerçekten zor koşullarda dini bayram süresini gittiği tatil beldesinin koşullarını zorlayıp, orasını da yaşanmaz hale getirip kalıyor.

Tatil yapmak demek illa bir sahil kasabasına gelip sokakta yatıp, havlu serecek yer olmayan kumsalda tanımadıkları insanlarla yan yana çıplak kuma uzanmak demek mi?

Biz buraları sessiz, sakin ve huzurlu diye tercih etmiştik. Gerçekten de yıllarca huzur ile yaşadık. Şimdi ise ne hikmetse tuhaf bir kesim, garip bir tatil anlayışı ile bu güzelim yerleri çekirge sürüsü gibi çöp yığını içinde bıraktı. Çekirdek çitleyenler bankların etrafını, kumsalı çekirdek, meyve kabuğu ile kirletiyor. Sahile kirli çocuk bezleri ve çeşitli içki şişeleri, yiyecek çöpleri bırakıyorlar.

Kısaca şuanda burası yaşanmaz hale geldi. Misafirlerim var olmasalardı bayramı İstanbul’da karşılamak isterdim keza İstanbul boşalmış ya, rahat, rahat dolaşırdım.

Mecbur kalmadıkça evden çıkmayı düşünmüyorum, kentte bunalıp bıktığım kalabalık burada da beni bunaltmış durumda. Dilerim bayram tatili biter ve burası normale döner, aksi halde ıssız bir köy bulup gitmeyi düşünüyorum.

Tatil demek illa Deniz kenarına gitmek demek değil. Biraz da iç kesimlere kültür turuna çıkın. Ülkenin gezip görecek o kadar güzel yerleri var ki. Kısaca sokakta yatmak ve bir ailenin kalacağı pansiyonlarda üç aile kalarak tatil yapmaya çalışmayın. Nasıl rahat edip, tatil yaptıklarını sanıyorlar veya geldikleri yerde Nasıl yaşıyorlar anlamış değilim.

Şimdilik gözlemlerim bu kadar, daha sonra bilgi vermeye devam edeceğim. Şuanda biraz tuhaf, şaşkın ve sanki işgal altında gibiyim, az bu duruma alışayım komik olayları da yazacağım. Burada tek mutlu olanlar evlerini fahiş fiyata kiraya veren ve para kazanan kesim. Onların da bu gelirlerinden vergi verdiğini hiç sanmıyorum.

Sessiz, sakin ve huzur içinde bir tatil yapmanızı temenni ederim.
Huzur bozmadan, huzur ile tatil yapınız.

Nejla BILGIN

www.kafiye.net