Hasretin Matemdir

Mirim; 
Eskiden erkekler yerine göre 
Ölmesini de bilirlerdi, 
Sevmesini de… 
O donuk bakışlarında 
Şu militan duruşun yok mu 
Kolumu kanadımı nasılda kırık bırakıyor
Suretime bir kadın yerleştiriyor

Uçurumun ağzında lapa lapa kar altında
En içten suskuları canhıraş
Dibinde birden uyanı veriyorum
Suretimde bir kardelen üşüyor
Artık yapabildiğim tek şey 
Buz bağlarken yüreğimi dağlamak

Doğru ya gönül diyaloğuna dalmışım
Bön yüzüne her gün biraz daha arı,
Biraz daha net olarak 
Sesim yok ki sızlanayım
Sözüm yok ki acımı anlatayım

Çiçeği burnunda eyvahlar ki nevbaharım
Bütün bu dalavereciliğin ortasında
Gördüm bilmeden haspaları
Gerçekte cellâtken 
Kendimi kurban gibi göstereyim

Yasenya değil miyiz her birimiz? 
Kaldı ki gerçek mutluluk 
Derin düşüncelere sürüklüyor

Sağduyunun gözleri hep mi çapak 
Düşünse maziyi 
Hayalin dümeni ne zamandır oynaşta
Bir sarmaşık dolanmış köklere
Kendine taze diyor acı çağla tadında

Acı çekmekse boyun eğmek 
Gönlün deryası kelepçeli
Feleği de yazdırır kaderine 
Sevgiliyi de cariye de yapar matemine

Bikarar
Bütün o kırılmış umutlar
Ölü doğmuş istekler
Yarım kalan yarınlar

Nasıl söylenir bilmem
Uydurma bir mutluluğun kanatları altında
‘Kadınlar birbirinin kulağına ne fısıldar
Değer kime, neye verilir…’

Sınanmak neye
Ruhu yavaş yavaş üzüntüye boğmaksa
Şiirin asaleti son rötuşlarında
Çıkarların ipinden çekilmiş
Ondan mıdır zavallı dizginleri bırakmıyor

Kimi tatlı sözler okşadı ruhu
Ardına birinin düşmesinden ya korktu, 
Ya da bir erkeğe istemeyerek de olsa
Sevgiyi aşılamayı suç gibi gördü

Şurasına kadar dalıyorum dip not adına
Hayat bir drama
Al işte ayrılığıyla özlemiyle bir kurgu

İçinden bir ses ayakta alkışla diyorsa
Kabuğundan çıkar üzünçleri 
Sol yanına koy
Harekete geçir mavi düşleri
Neye mal olursa olsun 
Yeter ki kızıl ve kırgın
Soluksuz kalırken avuçları 
Biriksin dırdır ve vır vır
Yalancı bahara inat
Parmak uçları!

İlknur Yıldırım______07 Haziran 2014 Cumartesi_____ gecenin sessizliği
www.kafiye.net