Hasretin Tatlı Raksı
Günlerden ne, aylardan hangisindeyiz?

Bir koyu umutsuzluk dar ederken uykuları
Biçareydi;
Kan kırmızı kanatlarıyla direnmekti
Her damlada kavuşamamanın acı hüznü
Yağan her damlada hasretin tatlı raksıydı

İnsan değil mi giyinir gelir düşlere 
Giderken gönül ülkesini ateşe verir
Güneşin kıymetini anlayamadığına

___

Ah benim kadir kıymet bilmez cahillik yıllarım
Ah benim tüm dileklerimden vazgeçip
Kaderimi değiştirmeye yeminler ettiğim!

Hadi sen de beni dinle şimdi;
Ümitler bozuk tren raylarında boğuluverdi
Her şey sanki şaka gibiydi
Bana her gece mavi gözleriyle bakıp
Cenaze namazını kıldırıp defnene kadar

Kanatırken şu sonbahar sızıları 
Malum kaybetmenin üzüntüsü d/üşüyor 
Nefesimde sabaha yakın yıkansa ya yüreğim
Ölmeden nedensiz soluyorum 
Tortusu kaldı inan ki birikmiş acıların

Dememiş miydin kısmetime düş 
Bundan böyle benim yerim ,senin yanın! 
Akıyorsa gönlüme gözyaşları 
Evlatlık vermeyi neden düşünmüşüm
____

Şimdi kaleminle didik didik ediyorsan…
Saatleri, yıldızları gökyüzüne seriyorsan…
Ah benim ayazda kalmış kirpiklerim diyorsan…
Ne diyeyim ki!

Çöktün mirim farkında mısın? 
Ölüyorsun da kelebek kanatlarımı çekemiyorum
Veremediğin ismi yazdıramıyorum

Ana kucağı gibi sıcak
Baba öğüdü gibi dosdoğru;
Yanan her gecenin ardı 
Buğulanmış gözlerin camıymış!

Yalvarıyorum bir yaşam şansı ver
Yağmur dolu k/ara bulutlara direniyorum
Oğlumu bari dünya gözüyle görmeden 
Alma canımı!

İlknur Yıldırım 15 Nisan 2016 Cuma
www.kafiye.net