Kadınlar Niye Mutlu Değil

içinizde kıpırtılar oluşmasını 
ve yüzünüzün gülmesini istiyor musunuz?
heyecan duyup sevinmeye, 
rahatlamış bir şekilde mutlu olmaya 
ve mutlu etmeye hazır mısınız? 
o zaman haydi! 
başlıyoruz huzur dolu 
bambaşka bir mutluluğun yolculuğuna…

 

genelde kadınlar 
kendilerini iyi hissetmek için makyaj yaparlar 
alışverişe giderler
komşuya-güne giderler
bazen de dedikodu yapmak iyi gelir kadınlara 
sıkıldıkları zamanda kendilerine bir hediye alırlar
evlilik-doğum-sevgililer gününün hatırlanması hoşlarına gider
 

hiç bir şey olmasa da; 
bir çiçek ya da güzel bir söz 
bir iltifat karşısında bile bir kadının gözleri parlar
gülümseyen dudaklarına iz bırakırcasına
 

yalnız! 
bu yazımda kadınların mutlu olması için 
bu gibi şeylerden bahsetmeyeceğim. 
on iki adım sonra sadece kendinizi değil: 
evinizi, eşinizi ve tanımadığınız başka insanları da mutlu edeceksiniz
nasıl mı? 
çıkarıyoruz kağıt ve kalemi yine!

 

gardırobunuzda sizin ve eşinizin giymediğiniz 
ama bir gün dükkan açarsam satar,
zengin olurum düşüncesiyle 
istif ettiğiniz kaç adet bluz, etek, tişört, ceket, pantolon, döpiyes vs. kıyafet var?
 

artık kullanmadığınız kaç adet küpe, kolye, çanta vs. aksesuarınız var? 
İleride bijuteri dükkanı açacaksanız saymayın
 

her güne, her geceye, her kıyafete uyan 
ama giymediğiniz onlarca ayakkabının da sayısını alalım lütfen
 

tonlarca para verip de -bana iyi gelmedi diye- kullanmadığınız 
ama makyaj masası üzerinde ‘salı pazarı’ gibi duran 
kozmetik yığıntılarınızı sayın
 

çeyiz sandığında duran ve güve yemesin diye 
o da aklınıza gelirse
üç senede bir naftalinlemediyseniz vah vah
havlu, çarşaf, yazma, bozma ne varsa, onları da ekleyin listeye

 

hiç kullanmadığınız 
ya da evinize altın
gümüş ve nişan günlerinde gelecek olan
üçüncü kolordu’ya bir gün lazım olur diye 
bazalarda sakladığınız yemek, çatal, bıçak takımlarını unuttuğumu zannetmeyin

 

zamanında,
‘zamanım olursa seksen beş sene sonra belki’
okurum diye kütüphane saksınıza 
süs bitkisi gibi diktiğiniz 
kitapların tozunu silme vakti gelmedi mi?
kaç adet? Lütfen
kitap okumak için, 
hatta benim yazılarımı bile okumak için zamanınız yok ya; 
ama oturma odasına, salona, mutfağa, çocuk odasına 
hatta banyoya bile koyduğunuz 
televizyon, radyo, müzikçalar, dvd  oynatıcıya zamanınız var
masa, duvar saatlerini de bu listeye ekliyoruz

 

peynir arayan kobay fare gibi 
bir sağa bir sola adım atarak 
ilerlediğiniz labirent şeklindeki odalarınızın içinde bulunan 
eşyalara da şöyle bir göz atın
yani odanızda bir noktadan diğer bir noktaya 
varabilmek için kaç zigzag çiziyor
kaç cephede savaşıyor
kaç tane bariyer atlıyorsunuz? 
Düz bir çizgide varıyorum diyenlere ödül verebilirim

 

oyuncakçı dükkanı gibi duran 
çocuk odasındaki yüzlerce oyuncak ile 
şu an evlenmiş olan çocuklarınız hala oynuyorsa 
muhtemelen sizde bir problem var
 

Toparlayın bakim! :))

İlknur Özgün Yıldırım
www.kafiye.net