Kül Dönmüyor Hamura
Hüzne isabet eden yorulmuş bir yürekle
İsyan ederse gönül sanma şikayet olur
Ahdımın günden güne tükettiği emekle
Üzerimdeki halin zaptı meziyet olur

Esip bad-ı sabah’ın selamsız gelişi bu
Okun yaydan çıkarak aklımı delişi bu
Gecesinde demlenen fecr vaktinin işi bu
Sükûtumu yoklayan kaçıncı heyet olur

Aslımın gölgeleri tutup kaldığı yerde
Haddi aşmamak için araya çekip perde
Soluğuma aşina mekan bildiği serde
Eskisinden daha çok bana eziyet olur

Kopuyorsa fırtına alışkınım yağmura
Ümide işlemiyor kül dönmüyor hamura
Bütün duygular ölü gelmiyorsa umura
Mucize bekle dense nasıl vasiyet olur.

Nezahat Yıldız KAYA

www.kafiye.net