HAKİM BEY

Hâkim bey,
Bana müebbet versen,
Tek başıma senelerce, hücrede kalacaksın desen,
Kalemin kırılmış,
Günlerin, saatlerin ismini unutacaksın desen,
Hür bir kuştum yaylada kanat açan.
Kuş cıvıltıları arasında,
Oradan oraya kanat çırpan,
Ben onun gözlerinde.
Çimen gözlümün verdiği cezayı veremezsin.

Hâkim bey,
Her gün somunuma gözyaşımı katık ettim.
Sessiz çığlıklarımın ağıdını,
Yüreğime dost bildim,
Havalandırmada, voltalarımda,
Sabır, sabır diye acısını çektim.
Ziyaret zamanları yüreğimi,
Ben hücreye hapsettim.
Ben çimen gözlümün terk ettiği an müebbedi yedim.

Hâkim bey,
Beden hapsolmuş ne fayda,
Yürek yerinde zincire vurulmuş,
Sevda kuşunun dili lal olmuş,
Sen sanır mısın dört duvarı görürüm hücremde,
Sen görür müsün yüreğimin gözüyle,
Mutluluğun tablosunu sunsan bana,
Bakmasını bilmem o olmayınca,
Ben o gidince yedim müebbedi Hâkim Bey.
Hâkim bey…

Gürhan OLCAYTÜRKAN
www.kafiye.net