Arzuhâl

Gül yüzünde açsa sınanır lale
Arzuhâl mahlinde var mıdır kâtip
Tebessüm ilinde düşerken kale
Muhabbeti gönle indirir hatip

Bunca his, incelik birikmiş cana
Hüznün ağır gelse titretir döşü
Ayağın dikeni ürkek yabana
Yoluna vefadır bülbül ötüşü

Gün doğar güneşle keramet sende
Misk ile süzülür zülüften katre
Gönül mihracına gölge, desen de
Bilindik niyete çekilmez setre

Kendi efkârından yüzün solsa da
Gülistan içinde sensin yaşayan
Etrafa sis çökse bağrın dolsa da
Başları döndürmen takdire şayan

Gül artık rızayla çözülsün lisân
Gül ki, gerdanına edilsin hicret
Bir tatlı söze ki, meyleder insan
Yüreksiz olan da bulsun cesaret.

Nezahat Yıldız Kaya
www.kafiye.net