Aklın Yolu Aykırı
Eğer yürekliysen aranda; onunla, 
”Öğret derim zaafımdan ziyade 
Ruhuma yaklaşıp metaneti gülüm
Yaşamda aslında hepimiz dört eşliyiz …”

Hazla söyle, nazla söyle
Fakat fazla söyleme
Unutma verilen öğütler değil
Bizzat uyguladıklarımız bizi insan yapar

Sahip olduğumuz ‘vücudumuz’ 
Ki öldüğümüzde bizi terk edecek

Ya ‘servetimiz ve statümüz’
Onlar da başkalarına yar olacak

Ya ‘ailemiz ve dostlarımız’
Gözleri yaşlı uğurlamak olacak

Değerlendirirken
Paradigmasını değiştirmeyenler
Sonuçta bugün hazmettiklerimiz 
Yarın genellikle unutulur gider

Gördün mü yanılıyorsun
‘Hayat seyretmekle senide alıp gider
Ona sessiz zamanlar da tanı ‘

Gökyüzü askıda tenhalaşır hatırladıklarıyla
Garibime gider bu anekdotlar!

Beynime utanç olmadığını öğretsen 
Doğrulup, devrilse de eğil/inmeyeceğini
Uğultulu kalabalığa kulaklarımla tıkıl/mayacağını
Ama kafamdaki engel varlığını sürdürmekte
Bu geri adımlar mı ?

Birinciler ve ikinciler
Günleri mi sayıyorlar
Yoksa yerinde mi sayıyorlar
Yaklaştık da ne zaman uzaklaştılar
Kendilerini ne zaman kaybettiler
‘Bilmiyorum’

Tercümanı yok sanırım 
Aklın yolu aykırı!

Söylediklerim gerçeğin eleğinden 
Koparılmış bir hayatın akışı içinden
Artık üzülecek değil zamanın gerisinden
Meşgul iken bizzat kendi kolik felsefesinden

Hepsi bu derken bilmemektir
En kötü sorun yeteri kadarına sahip mi?
Aklımızın kıymetini bilelim!

İlknur Özgün Yıldırım___ 28 Ekim 2015 Çarşamba
www.kafiye.net