Memleketim

 

Nerden düştü aklıma sabah uyandığımda, 
Hep hüzün soluyorum yurdumu andığımda.

Bambaşka bir tat verir ovasıyla bayırı 
Memleketim! Yıllardır hüzün kokar çayırı
Her yerde her köşede mahzun, yıkık bir duvar
İçten içe inliyor, kulağımda sesi var
Bir ses ki, arşa gider titrer orda felekler
Yedi kat asumanda zikreder hep melekler
Masumca bakışları musibetleri savar 
Etrafından bihaber güler durur bebekler 
Bilseler geleceği kahredip ağlarlardı
Secdeden asla kalkmaz hakka bel bağlarlardı


Neden tüm asalaklar olur nefse musallat?
Neden kimi insanlar bize görünür cellât?

Böyle bakıp dururken yurdun her bucağına 
Görüp de ağlıyorum kor düşen ocağına 
Hainler dört beş koldan hücuma geçiyorlar
Acaba analardan çiğ süt mü içiyorlar 
Bazen gözümü yumup düşündüm geleceği 
O gelecek içinde kim bilir olacağı
Gerçekler çok acıdır görenler kaçıyorlar
Hiç aklıma gelmiyor ülkemin güleceği 
Varsa eğer birazcık insanlarda sadakat
Yarın mahşer gününde onlaradır mükâfat

Sonu gelmez sanırlar debdebeye düşenler
Memleketi paylarlar şeytanla örtüşenler

Bir ucundan bir uca adım adım gez dolaş 
Ölmeden amaç edin dağ, deniz deme ulaş
Güzel memleketine canı gönülden sarıl
Kadere sakın kızma ne isyan et ne darıl
Benzeme sakın ola sudan çıkmış balığa
Görme, duyma, dokunma kuru kalabalığa
Su gibi kalıcı ol, çağla, sonra da durul 
Ne yaparsa aldırma bön bön bakan alığa
Sorma sakın onlara memleketin halini 
Sessizce yüze bakıp geçerler mahallini

Melekler dua eder bakıp arş-ı aladan
Memleketim kurtulur elbet bir gün beladan


NİLÜFER SARP

www.kafiye.net