GEL GİDELİM KÖYE GARDAŞ

İki göz bir ev yapalım
Gel gidelim köye gardaş
At binip stres atalım
Gel gidelim köye gardaş.

Yansın tandır tütsün baca 
Yufkayı atsınlar saca
Sürüyü vurak yamaca
Gel gidelim köye gardaş.

Traktörle herk edelim
Kangalla koyun güdelim
Söyle şehirde nedelim
Gel gidelim köye gardaş.

Çilelide olsa hayat
Lavaş olsun yerim bayat
Ne köşk derdim nede lüks yat
Gel gidelim köye gardaş.

Höllüğe bebeğin beler
Tığ savurur buğday eler
Hasretlik sinemi deler
Gel gidelim köye gardaş.

Yanında var ise yârı
Misafire döker varı
Kış olsun kürürüz karı
Gel gidelim köye gardaş.

Ana baba baş tacıdır
Erkek gardaş kız bacıdır
Evlat gönül ilacıdır
Gel gidelim köye gardaş.

Olmasa da dirgen yabam
Bitmeyecek asla çabam
Orda yatar bacım babam
Gel gidelim köye gardaş.

Farklıdır teni dokusu
Mest eder kekik kokusu
Kapıda yarma sokusu
Gel gidelim köye gardaş.

Kayaturan kurban canı
Ne kadar çok vardır anı
Gelen gitti nerde hanı
Gel gidelim köye gardaş.

27.03.2015 Saat : 20.18
Şevki KAYATURAN

Maalesef Anadolu’da ki köylerin yüzse yetmişi boşaldı buna en büyük sebepte işsizlik, benim köyümde Şahin Yılmaz gardaşımın köyü de aynı, benim gibi çocukluğu gençlik yılları köyde geçirenler için yaş kaç olursa olsun memleket köy bir türlü akıllarından çıkmaz. Şahin yılmaz gardaşımın tebitleri üzücüde olsa doğru onun o güzel dokunaklı şiirinden esinlenerek ona cevaben bende diyorum ki ne olursa olsun; Gel gidelim köye gardaş. 
——————————————————

GELEMEM

Gel diyorsun ama gardaş,
Köye ne diye geleyim.
Ne babam var, ne arkadaş,
Köye ne diye geleyim.

Çalışmamak olmuş amaç,
Boş kalmış, sürüsüz yamaç.
Unutulmuş herle, omaç,
Köye ne diye geleyim.

Ayıp olmuş tandır yakmak,
Yaşlılara derler ahmak,
Şehirden geliyor ekmek,
Köye ne diye geleyim.

Analar höllük elemez,
Beşiğe bebek belemez,
Dağlarda kuzu melemez,
Köye ne diye geleyim.

Sohbeti yoktur alaysız,
Bulgur kazanı kalaysız,
Düğün yapılır halaysız,
Köye ne diye geleyim.

Tırpan duvarda paslanır,
Kızlar makyajla süslenir,
Çocuk mamayla beslenir,
Köye ne diye geleyim.

Boşa gitmiş emek, çaba,
Ayrı evde ana-baba,
Müzelik dirgenle yaba,
Köye ne diye geleyim.

Nineler çevirmez kirman,
Kağnıya darılmış urgan,
Sünger yatak, elyaf yorgan,
Köye ne diye geleyim.

Emmim bakkaldan süt almış, 
Yengem onu yoğurt çalmış,
Tarlalar nadasa kalmış,
Köye ne diye geleyim.

Bozulmuş köyün dokusu,
Kırılmış bulgur sohusu,
Gelmiyor tezek kokusu,
Köye ne diye geleyim.

İster baştan, ister sondan,
Düşünceler aynı tondan,
Geçimleri fak fuk fondan,
Köye ne diye geleyim.

Şahin YILMAZ

www.kafiye.net