ÖĞRENDİM

Güneşin son kızıllıkları matemimin üzerinde parlarken yalancı hayatta gerçek teselli aramaktaydım. Aynı türküyü bir daha okumamaya yemin etmişken dilime dolanan namelerde boğulmaktayım. Terk edilenin çabuk büyüdüğünü öğrendim. Hüznün yüreğime düşmesiyle. Gecenin örtüsünü yırtan parça parça yüreğimle, dönene kapıyı açmamayı öğr…endim. Dönüşünün sevdiğinden değil, aradığını bulamamış olduğunu öğrendim.

Sana olan sevgim düşüncelerimi bölmeye çalışırken bütün benliğimle seni sevdiğimi öğrendim. Bazen bir adın telaffuzunda gizlediğim, senin adını söylerken sevginin hem av hem de avcı olduğunu öğrendim. Gül bahçesinde çilingir sofrasını kurarken badenin gözyaşı ile dolması gerektiğini öğrendim. Gönlünün sevgiliyle dolduğunu hissedince, saba yeli ile eşiğine uzanabileceğini öğrendim.

Gecenin ayazından sığınmak için aradığım kuytunun, senin yüreğin olduğunu öğrendim. Sonbaharın hüznünde gül yaprağında yuvarlanan çiy tanesinin, bülbülün gözyaşı olduğunu öğrendim. Sevenin aşk aynası olmayınca, kendi güzelliğini, mükemmelliğini fark etmediğini öğrendim..Sevda yürek imbiğinden geçerken sabrın ölçüldüğünü öğrendim…

Sevgi ile öfkeyi aynı rafa koymaya çalışırken en güzel duyguları başkalarının üzerine giydirdiğimi öğrendim..Yangınlardaki ateşler gibi söndürülmeyi beklerken savunmasızca sana teslim olduğumu öğrendim. Bir ayna ışığı ne kadar yansıtırsa yansıtsın karanlık bir yanının olduğunu öğrendim…

Ve en sonunda da; her şafağın elinde fenerle gelen hırsız gibi, ömürleri çalıp götürdüğünü öğrendim…

19.04.2011
Fatma Avcı
www.kafiye.net