SEN YOKKEN ve SEN VARKEN

Çiçeksiz ağaçların varlığına kabullenmiştim
Tren istasyonların, otobüs durakların
Ve hava limanların
Sen yokken
Ayrılık için ağladıklarını inanmazdım
İçimdeki masum çocuk hiç ağlamazdı
Sen yokken
Gecem sabah, sabahım gece olmazdı
Hiç uykusuzluk nedir bilmezdim
Sen yokken
Üşümezdim, üzülmezdim, küsmezdim
Darılmazdım kimseye
Öfke nöbetlerimde yoktu
Sen yokken
Çam ağaçlarını hep hayalimle çiçek açardı
Kuyunun ortasındaki Yusuf un sesini duyardım
Sen yokken
Uğur böcekleri konardı.
Uç uç uğur böceğim annem sana terlik pabuç almış
Çocukluğum canlanırdı.
Çocuklar gibi koşardım dağlarda, yamaçlarda
Sen yokken
Ateşe tutulmuş ruhumun üşüdüğünü öğrendim
Sen varken
Yağmurlu havaları kıskanmayı
Gözyaşı dökmeyi öğrendim
Sen varken
Canımın yanışından çok ruhumun acıyor
Bedenimden çok beynim yoruluyor
Sen varken
Sessizliğimin kaçıncı günü bilmiyorum
Çılgın dalgalar gibiyim
Denizlere, okyanuslara ve kayalara kızgınım
Sen varken
İçimdeki masum çocuk artık hiç susmuyor
Küsmeyi öğrendi
Sen varken
Bir ilahi ateşin vuslatı başladı
Ve dualarım inançlarım oldu.
Sen varken.

Gülsüm Hicran ŞANDA-24/02/2015
www.kafiye.net