Büyük Denizde Boğulmak

İnsanlar yaşamlarında umutsuzluğa kapılınca, bazen de gözlerini karartıp bir işe başlayınca “ Boğulacaksam büyük denizde boğulayım, hiç olmadı namım büyük olur.” derler. Hiçbir zaman küçük bir deniz, sessiz bir koy, bir gölet ve ya bir su birikintisinde ölmeyi hiç düşünmezler. Bazı insanlarda; “ En güzel ölüm; yıllarca yatmadan, sürünmeden bu iş olsun. Ayakta, yolda yürürken ve ya ölüm geldi gitti, ne güzel bir ölümü oldu.” desinler diye içlerinden geçirirler.

Değerli dostlarım. Yaşam mücadelesi dediğimiz şu günlük ömrümüzde öyle olaylarla karşılaşıyoruz ki; ne yaşadığımızı, ne de yaşarken bu kadar darbeyi nasıl yedik bir anda diye düşünürken arkasından bir bakmışsınız ne kadar kazık varsa sıraya girmiş sizin canınızı acıtmak için peşinizden kovalayıp duruyor. İşlerimizi halledelim derken bazen de boyumuzdan büyük işlere gireriz. Kendi durumumuzu, olanaklarımızı düşünmeden gelecek olan bazı mali imkanları düşünerek bir işe kalkışırız o ekonomik işler de bazı yasal işler nedeniyle işlerimiz iyice sarpa sarar. Bunun üzerine yine bir karar veririz. Devler liginde devlerle mücadeleye girmek. Ama imkanları kısıtlı olanların devler liginde reklamını yapacak menacerleri olmayınca yine boynu bükük bir şekilde atılmış olduğunuz o büyük denizde ölüme doğru kulaç atmaya devam edersiniz. Edersiniz; çünkü siz bir erkeksiniz, sevdiğinizi, sevdiklerinizi ölümünüz pahasına da olsa rahatlatmak, huzur içerisinde gün göstermek ve gerçekten sevdiğiniz kişi için o süper kulüp üyeleri ile kısa pantolonunuzun buruşmuş ceplerinde ve kredi limiti sıfır olan biri olarak tüm imkanlarınızı zorlayarak bir şeyler yapmaya çalışırsınız.

Yaşamak, mücadele etmek, büyük devler liginde mücadele etmek, boyundan büyük işlere girişmek doğru mu acaba? Bu mücadelede bir de tamamen yanınızda yakınlarınız dahil sizi herkes terk etmiş bir durumda iken gerçekten hayal ettiğiniz o yeni yaşam sizin için bir hüsranı oluşturur sanırım. İşte o zaman yüzmeyi düşündüğünüz o büyük deniz sizin mezarınız olacaktır. Çünkü siz taka ile büyük denize açılmışsınızdır. Büyük denizdeki dev dalgalarla ne kadar savaşırsınız bilmem. Şansınıza fırtınanın sustuğu ve çok yavaş rüzgarın estiği bir tarihte yolculuğunuzu çabucacık yapmanız gerekir. Oyalanmak, biraz olsun açık denizde zaman kazanmaya çalışmak mümkün olamaz dostlarım. Açık denize çıktığınız ve yalnız kaldığınız için sizi kimse göremez ve yardımınıza da gelemezler. Ama olan olmuştur, yola çıkmışsınızdır. Bu nedenle başarmak ve Allahtan gelecek yardımı da ummakla birlikte kulaçlarınıza da güvenmek zorundasınız. Çünkü takanız dalgalara dayanamaz duruma gelip parçalanırsa, en azında olaki çevrenizde bir ada vardır ve o adaya kadar kulaç atmanız gerekebilir. Ne dersiniz?

Değerli dostlarım. Biliyor musunuz ben büyük denizdeki mücadeleme üzülerek de olsa söylemeliyim ki süper bir tekne ile değil, Karadenizli Temel kaptanın; “ Bereketli Olsun” takası ile açık denizlere açıldım. Güneşin battığı tarafı rota eyledim. Yola çıktım bir kere. Dönüşüm yok. Gerçekten engin bir denize doğru yola yürüyorum. Süperlerin bulunduğu ligde bende takam ile yol almaya başladım. Belki şuan nal toplamaya bile başlamadım. Belki de süperlerin bulunduğu kulübe çok geçte olsa girerek kendime bir yer bulmaya çalışa bilirim.

Önümde büyük bir mücadele beni bekliyor. Bu yolculukta pişman olmak yok. Bu yolculukta bahane aramak yok. Bu yolculuğu ölümüne isteyen benim. Bu nedenle bu yolculuğun sonunu sizin kadar inanın ben de merak ediyorum. Bu yolculuk sırasında ve ya yolculuk sonunda; “ Çok üzgünüm, büyük denizde, süperlerle boy ölçüşmeye çalıştım. Ama başarılı olamadım. Başaramadığıma göre artık yok olmanın zamanı geldi sanırım. Tüm dostlarıma, beni sevenler ancak hoşça kalın diyebilirim. Ben artık bu dünyadan göçer oldum, sizlere yaşam mücadelesinde başarılar dilerim. Ben karınca misali aşkım, sevdiğim ve gerçekten beni seven için yola çıktım. Hani karınca hac yoluna çıkmış. Kendisinin bu yapısı ile gidemeyeceği, başarılı olamayacağı söylenmiş. Karınca; “ Ben bir kere hac yoluna çıktım. Hacca gitmeye karar verdim. Oraya varamasam da bu uğurda ölmek de büyük bir şereftir.” demiş. Ben de inanın dostlarım sevdiğim güzel için bu uğurda ölümü göze aldım ve yola çıktım. Allah hakkımdakini hayırlı eylesin.

Değerli dostlarım. En önemlisi ne biliyor musunuz? Başarıya gitmek için siz elinizden geleni yapın. Tüm çalışmalarınızı yapın. Deveyi sağlam kazığa bağlama misali tevekkülü çalışarak yapmak en güzeli. Yaşamınızın sona erdiğinde; arkanızdan bir el, bir mendil sallayacak biriniz varsa ancak onu sallar arkanızdan. Gözyaşları ile uğurlar sizi. Ağlarsa ananız ağlar, o da eğer yaşıyorsa ve sizi görebiliyorsa, sizi düşünüyorsa. Bana sorarsanız kimse ağlamasın ama sizi bu hale getirenler, gelmenize neden olan kişiliksiz ve şerefsizler karşısında elinizden bir şey gelmeyince ancak acı bir tebessümü de olsa asla yüzünüzde mutluluk gülümsemesini eksik etmeyin. Aksi halde düşmanlarınızı sevindirirsiniz. Çünkü o kişiler sizin mutluluk yüzü görmenizi istememiştir. Buna karşılık sizde içinizden; “Beni bu duruma sokanlar, bu hale getirenler de bundan sonra mutluluk yüzü görmesinler. Dünyada nefret ettiğim en kötü dualarım sizlere.” Diyerek düşmanlarınıza siz mendil sallayınız.

Gününüz güzel, yüzünüz güleç, başarılarınızın devamı ve tüm mutlulukların sizin olmasını dilerim. Yaşamda tüm dostlarıma en güzel günlerin olmasını dilerim.

Saygılarımla.

Hüseyin DURMUŞ
www.kafiye.net