Dostlara gün/ aydın olsun…

Ayazda bekletilip soğutulmuş sudan içeceksin, sonra ayaza çıkıp kendini ayaza vereceksin, soğuğu iliklerine kadar hissedeceksin, işte sana mutluluğun ilacı, bu kendini görmeni sağlayacak en büyük ilaçmış derler ki biz kendimizi topluma göre uyarlamaya çalışmak zorunluluğumuz yüzünden asıl kendimizi unutuyoruz. Farkında olmadan yaşadığımız süreçte sakince oturup düşündüğümüzde yaşantımızın hep başkalarına adanmak üzerine inşa edildiğini anlayacağız.

Ne yapmak mı gerekiyor?.
Onu da her birey kendi doğrusunda düşünüp karar verecek. Hayatı bizim için koşullandırılmış adanmışlık üzerine inşa eden bir yapı içerisinde kendimizi bulup sevebiliyorsak, sevgimizi çoğaltıp dağıtabiliyorsak ne mutlu bize… Çünkü devam eden bir yaşamın… biz içindeyizdir halen… ve o sevgiyi çoğaltıp dağıtmak gibi sorumluluğumuz var diyorum, geçmişimizden alıp geleceğimize devredeceğimiz mirasa…

O halde;
gece karasını Tanyeri kızıllığına devrederek başladığımız güne, yüzümüzü ağaçların dallarından döktüğümüz çiğ taneleriyle ıslatıp, gözlerimizi güneşle açalım.
Yıldızlardan çaldığımız yaşamın sadeliğini güne katarak yarına neşe içinde ulaşmak, haftaları yıldız sadeliğinde ve güzelliğinde geçirmek, geleceği güzelleştiren bugünün sevinçleri, düşleri, mutlulukları, özlemleridir diyor ve diliyorum ki; hep gerçek dostluk, arkadaşlık her adreste yanınızda olsun… şunu da biliniz ki; dostluk ve arkadaşlık her adreste insanın yanında olmalı, yoksa o dostluk dostluk değildir…

Gönül soframdan gönül sofranıza sevgi ve muhabbetle sabahınıza tekrar ”MERHABA” diyerek hafta sonunuzun sevdiklerinizle şiirlerin bahane dostlukların şahane olduğu bir gün olarak geçmesini diliyorum.

Sevgi ve muhabbetimle…

Ömer Sabri KURŞUN
www.kafiye.net