AŞK-I BEKA

Can evine yolu düşen sevdanın ayak telaşı
Koşar sır katına doğru, zorda sınar; fani başı
Kâmil olan gönüllerde öze süzülürken handan
Rıza kapısında duran yüze küsüp, yıkmaz kaşı
Aklını ölçer hesapla tuşa gelir dağı taşı

Mihrap eteğinde maşuk ömrü boyunca seferi
Hacetiyle sağda, solda arar; güzide neferi
Lisanında yetmezse an, vesveseyi siler candan
Minnetini kâr sayarak, takıp saadet miğferi
Yürür, dar-ı dünyasında; bekasından dönmez geri

Aşkla sınanan zerrenin hali içinden dolaşık
Visale gün almak için bir mucize diler aşık
Kimi zaman feryat figân; sabrı; sabırsızdır ondan
İşgal edilmiş yüreği; ölümle, yaşam sarmaşık;
Nabza zerkettiği emi, azar azar verir kaşık

Ne de olsa insanoğlu; ruhu yorar mazbatası
Muhtaç olur gölgesine sanmam; kasdidir hatası
Sevmek, sevilmek uğruna etrafına tutar şamdan
Tebdil-i mekanda tedbir; dosta liyakat satası,
Hiç süphesiz vefasının yüksek oluyor çıtası

Mümkün değil fıtratında; saklı istekler ezeli
Nefsi bozguncu anarşist, hacetinde fark sezeli;
Var gücüyle bedenine hayatı etse de zindan
Tasarruf eden duanın her biri aşka bezeli
Ciddi olan rüyasında, cemali görür; güzeli
Ebedi vadiye doğru ne velidir ne de deli.

Nezahat YILDIZ KAYA
22KSM’13
www.kafiye.net