Aşk Vurulmak Değil

Poker oyunu gibi çalkantılı bir yaşam. Ne olacağı belli değil, rüzgar nerden eserse o yana yönleniyorum… Bir çiy damlası gibi yan yanağımdan aşağı süzülürken yaşlar, sensiz mabedimde duaya durdum…
Yüreğim gözyaşımın umanına yelken açmakta iken; kalın bir sis perdesinin ardında zaman aniden kayboluyordu… Gün, yepyeni duygularla kucaklarken evreni, gizemli bir gücün kollarına bırakıyordum beni… Bende mahcubiyetle karışık bir pişmanlık… bana sesim bile yabancı artık… Ben beni bile tanıyamıyorum…
Yokluğun toprak misali üzerimi örterken. Kalbim serseri mayın gibi dolaşmakta… Birbirimizden habersiz yüreğimizde sakladığımız duygular şaha kalkmakta…
Sevdanın resimleri soldu, albümün sayfaları arasında… Son bakışın yüreğimin derinliklerinde dururken, son gülüşünü gözlerime kilitledim…
Gelişinle kışlarım bahara dönerdi… Şimdi yaz mevsiminde ayazı yaşıyorum… Sevdan gözlerimi kör ederken, korkuların sonsuzluğunu hiç aklıma getirmedim… Sen ardına bakmadan giderken bir başkasının kolunda…
Ben;
‘’Eğer bir gün yaşamıma ihtiyacın olursa, gel al onu ‘’ diyordum… Terapisi olmayan bir AŞK hummasında…

AŞK, vurulmak değil, vermektir. Usulca giderken…

16.02.2011
Fatma AVCI
www.kafiye.net