İNSAN İLİŞKİLERİNDE BOZULMA

İnsan sosyal bir çevrede diğer insanlarla beraber yaşayan toplumsal bir varlıktır. İnsan oğlu doğa koşullarında ve doğal ortamlarında kendilerini ve çevrelerini tanımaya, anlamaya,açıklamaya ve edindikleri bilgilerle doğaya hakim olmaya çalışmışlardır.
Biyolojik ve toplumsal çevreden başka insanları etkileyen yapay çevrede yer almaktadır.Bu üç çevre insanın davranışlarını etkileyen etmenlerdir.Etkiye tepki süreci devam etmektedir.Dolayısıyla farklı çevrelerde yetişen bireylerde farklılık göstermektedir.
Geleneksel toplumdan modern topluma geçildikçe başka bir deyişle kırsal yaşamdan kentsel yaşama geçiş sürecinde insan ilişkilerinde farklılık göze çarpmaktadır.Kırsal alanda yüz yüze ,samimi ,birincil ilişkilerin yerini kentsel yaşamda resmi ,yüzeysel,ikincil ilişkiler almaktadır.Kentsel yaşamda yalnızlaşma, materyalist ilişkilerin egemen olması insan ilişkilerine damgasını vurur.İçinde yaşadığımız çağda yalnızlaşma insan ilişkileri açısından önemli bir sorundur.Zira aynı evi,aynı apartmanı ve hatta aynı sofrayı paylaştığımız insanlarla duygusal yakınlık kuramama gün geçtikçe artmaktadır.Yalnızlaşmanın en önemli sebeplerinden biri de iletişim kuramamadır.İletişim iki kişinin birbirini anlamasıdır.Birey kendisi ile mutlu olamadığı zaman karşısındaki bireylere de duvar örmektedir.İç çatışma yaşayan birey diğer bireylerle de sağlıklı ve mutlu iletişim kuramazlar.Modern çağda kitle iletişim araçlarının gelişmesi,nüfusun çoğalması,tüketimin ve lüksün artması,insanın doğadan kopması gibi nedenlerle madden ve manen sağlıksız nesiller ortaya çıkmaktadır.Mutsuz ve doyumsuz bireyler günümüzde artış göstermektedir.
Kişilerin çevresindekilerle sağlıklı ilişkiler kurabilmesi de empatiyle mümkündür. Empati kısaca kişinin karşısındakinin yerine kendini koyarak onun duygu ve düşüncelerini doğru anlamasıdır. Sağlıklı ilişkiler iletişimin yani duygu ve düşünce alışverişinin dengeli olmasına bağlıdır. Yaşadığımız çevrede sağlıklı, dengeli ve uyumlu ilişkiler kurabilmenin yollarını aramalıyız.İnsanın zaruri ihtiyaçlarından olan yeme,içme ,barınma vb kadar sosyal ve psikolojik ihtiyaçları da karşılanmalıdır.Aksi takdirde toplum açısından da onulmaz yaralar açılabilir.Bir Kızılderili atasözü der ki;’’Son ağaç kesildiğinde,son nehir kuruduğunda,son balık öldüğünde beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.
Gözlerde yaş yoksa ruh gökkuşağına sahip olmaz.’’


Canan ÖZDEMİR Uzman Sosyolog
www.kafiye.net