Hastanın Listesi
Sabah erkenden kalkan Ali bey; sabah yürüyüşünü yaptıktan sonra  Alaçatıda  evinin balkonunda dinlenmeye başlar. Bir taraftan da hanımı ile sohbet eder.

Ali bey – Hanım, ben biraz sonra alış verişe çıkacağım.

Oradan da sağlık ocağına uğrayacağım. Bir muayene olup almamız gereken ilaçları da alayım. Bana misafirler gelecek dedin. Misafirler geleceğine göre onlar için kullanacağın malzemenin listesini ayrı, bir de senin ile benim kullanacağımız sağlık reçetesindeki listeyi ayrı bir kağıda yazaz mısın?

Ayşe Hanım- Aman dikkatli gidip gel. Sıcak çok fena çarpıyor. Güneşin altında kalma. Ben listeyi neden yazayım. Sen yıllardır misafir gelince ne alacağını biliyorsun.

Ali Bey- Ben ilk önce sağlık merkezine, sonra da alış verişe çıkarım. Hem nede olsa artık yaşlandım. her şeyi aklımda tutamıyorum. Sen listeyi yapıver de ben de listeye göre davranayım. Unutmadan alacaklarımı da alayım canım.

Ayşe Hanım- Tamam, tamam, yine aksiliğin tutmasın, yapıyorum.

Ali Bey, evinden çıkar, yola koyulur. Bir elinde çarşıdan alacaklarını belirten liste, diğer elinde de yazdıracağı ilaçların listesi vardır. İlkönce Alaçatı Sağlık Ocağına gider. İçeri girer ve kendisine 9 numaralı sırayı verirler. Sırası gelince Dr. Odasına gider.

Muayene odasına girdiğinde içeride masada oturan biraz ağır vasıta diye kabul ettiği topluca bir hemşirenin oturduğunu görür. Kendisine gülümser hemşire ve “ Hoş geldiniz beyefendi, sağlık karnenizi verip şu sandalyeye oturur musunuz ?” der.

Ali Bey, biraz sonra; çok genç, uzun boylu, çıta gibi bir doktor görür karşısında. Diğer tarafta da az önce ağır vasıta dediği, aslında Akrep Nalanı hatırlatan hemşirenin de kıs kıs güldüğünü görür.

Doktor- Neyiniz var beyefendi, şikayetinizi öğrenebilir miyim? Bizden ne istiyorsunuz? Nasıl yardımcı olabilirim?
Ali Bey, yağmur değil, sanki dolu bombardımanına tutulmuş gibi soruların ard arda geldiğini görünce şaşırır. Çünkü doktor bu arada hiç nefes almadan da soruları sormuştur. Ali Bey, genç doktora evde hanımının yaptığı ilaç listesini cebinden çıkarıp doktora uzatır.

Ali Bey- Efendim ben ve eşim sizden bu ilaçları bizim için yazmanızı istiyoruz, der.

Genç doktor Ali Beyin uzattığı listeyi alır. Şöyle bir listeye bakar, sonra yüzü bir gerginleşir, ardından da gülmeye, kahkaha atmaya başlar. Daha sonra oturduğu sandalyeden kalkar, paravananın arkasına geçer, orada tepinmeye başlar. Doktor sakinleşememiş ve alabildiğine kahkahaya da devam etmektedir. Masasına döner. Şaşkın gözlerle doktora bakan Akrep Nalan ayarındaki hemşire, soran bakışlarla doktora bakar. Doktor elindeki listeyi hemşirenin önüne koyar ve yerine oturur.
Hemşire de listeyi eline alır almaz kahkahayı basar ve olduğu yerde tepinmeye başlar. Öyle gülmektedir ki, hiç beklemedikleri bir ilaç listesi ile şaşkına dönmüşlerdir. Gözlerinden yaşlar akan hemşire bir ara yerinden kalkar, Ali Beyin önünden yüz yüze bakışarak geçer ve dışarıya çıkar.

Akrep Nalan ayarındaki hemşire genç doktor kadar şanslı değildir. Hemşire hanım biraz da dikkatsizliği nedeniyle altını ıslatmıştır. Beş dakika sonra hemşire yeni kıyafetiyle odaya gelerek masasının başına geçer. Ali Beye döner;
Hemşire- Özür dilerim beyefendi, istemeyerek oldu. O listeyi gördükten sonra kendimi tutamadım.
Ali Bey, sağlık ocağında bile bile listeyi doktora yanlış vermiş, ama sonra doğru listeyi sunarak ilaçlarını almıştır. Ali Bey, odadan dışarıya çıkar. Hemşire eline Ali Beyin verdiği ilk listeyi alır. Yüksek sesle okumaya başlar.

Ali beyin, alacağı yiyecek listesidir;

İki kilo yufka, 6 yumurta, Bir paket sana yağ, iki demet maydanoz, iki kilo domates, Bir paket bir kilogramlık un, Bir paket vanilya, Bir paket pudra şekeri, iki kilo salatalık……..

İzmir / 16.07.2008
Hüseyin DURMUŞ
www.kafiye.net