GENCE – BAKÜ GEZİ NOTLARI

Azerbaycan Kafkasların güneyinde Hazar Denizi kıyısında güler yüzlü ve yardımsever insanlarıyla bizden bir parça.

Azerbaycan’a girdiğimizde gümrük kapısında altı saat beklemek zorunda kaldık. Gerçi gümrük kapısındaki çay bahçesinde bu süre boyunca çay içip, dinlendik.Arabanın eksik evraklarının tamamlanmasından sonra yola çıktık.İlk durağımız Gence.Gence; insanın içini açan, iç içe tuğlalardan örülen evleriyle çok güzeldi.Bir zamanlar Osmanlı Egemenliğinde kalan şehir,daha sonra Şah Abbas tarafından Osmanlılardan geri alınmış.Tarihi çok eskilere dayanan şehir, Azerbaycan’ın ikinci büyük şehri, Leyla ile Mecnun Mesnevisi’nin şairi Nizami’nin de yurdu.Anıt gibi mimari yapılarının yoğunluğu insanın hoşuna gidiyor.Hükümet Meydanı ve Hanbağı Parkını gezdik, ve bol bol fotoğraf çektik.

Kısa Gence turumuzdan sonra ikinci durağımız Bakü. Bakü’yü üç kısımda gezdik;Tarihi eserlerin bulunduğu İçerişedir, Sovyetler döneminde inşa edilen kısım ve modern Bakü.Akşam saatlerinde şehre giriş yaptık.Şehir ışıklandırmayla göz alıcıydı.İlkin gökdelenler,caddeler insanın başını döndürüyor.Ancak ara sokaklardaki farklı hayatlar çelişki yaratıyor.Panoramik şehir turunda Devlet Bayrağı Meydanı’nda Dünya’nın en uzun bayraklarından Azerbaycan bayrağını,Aliyev posterleri,lüks caddelerinde yüzünü yaşmaklamış çalı süpürgesiyle yerleri süpüren yaşlı teyzeleri.Almanların yaptığı Hükümet evi

Hazar Denizi,Aliyev Merkezi, Bakü’nün sonsuz alevi.Daha sonra Şehitler Hıyabanı’na tramvayla çıkacaktık,ancak arızalıymış, yürüyerek çıktık.Hem 1918 Bakü muharebesinde şehit olan Anadolu ve Kafkas yiğitleri hem de 1988 Dağlık -Karabağ şehitlerinin yattığı şehitlikte dua ettik,yüreğimiz titredi, ruhlarını şad ettik.Şehitler anıtında, Dağ üstü Parkta bol bol fotoğraf çektik.Şehrin tepeden panoramik görüntüsünü çektik.Şehir turunda da; Mitrofanov’un Evi,Hükümet Evi, Azerbaycan Tarihi Müzesi’nin fotoğraflarını çektik ama gezemedik.

Unesco tarafından Dünya Kültür Mirası listesine alınan İçeri Seher’e doğru yola çıktık.12.yüzyıla dayanan İpek Yolu üzerindeki İçeri Şeher, kendine özgü yapıları,daracık ,labirent biçimindeki sokaklarıyla tarih kokuyor.Tarihi surlarla çevrili İçeri Şeher’de rehberimiz ev fiyatlarının oldukça yüksek olduğunu söyledi.İlk göze çarpanlar;tarihi binalar, camiler, daracık ,engebeli,taştan yollar, sokaklar, hamamlar, müzeler.Aliyev’in heykeli önünde ,Haji Gayyip Hamamı önünde fotoğraf çektik.Halkla sohbet ettik.

Masalsı güzel görünümüyle Kız Kulesi,Hazar Denizi kıyısında yer almaktadır.12.yüzyılda Mesut İbn-i Davut tarafından inşa edilmiştir.Şirvanşahlar Sarayı’da 15.yüzyılda inşa edilmiş olup, Asya Mimarisinin en güzel örneklerindendir.Sarayda bana yoldaşlık eden Bakülü gençlere teşekkürlerimi sunuyorum.Bu devasa Saray bazen hastane bazen kışla, şimdi de Etnografya Müzesi olarak kullanılıyor.Müzede; tarihi silahlar,nadide halılar,bakır eşyalar, altın ,gümüş süs eşyaları, hanedan ailesine ait mezarları, çiniler, siniler gözüme çarpanlar.

Serbest zamanda Hazar Denizi’nin kıyısında dolaşıp,kafede çay içip dinlendik.Çayları porselen demlikte ve çok güzel.5-6 bardaklık çaylar ve ucuz.Daha sonra akşam saatlerinde Azatlık Meydanı’na gittik.1988 ‘de Sovyetler Birliği’nin özgürlük isteyen kardeşlerimizi katlettiği bu meydanda şehit olanları saygı ve rahmetle yad ediyorum.Ruhları şad olsun.Eurovision şarkı yarışması için yapılan Crystall Hall’un yanına gittik.Gerçekten çok güzel mimari.Hele Flame Towers ,(Alev kuleleri) gece görüntüsüyle harika.Işık oyunları ilgi çekici.Böylece Bakü turumuz sonlanmış oldu.Dinlenmek üzere otelimize gittik.Bizi ziyarete gelen ,arayan Federasyonumuza bağlı Azerbaycan Azat Muallimler Birliği genel Başkanı Melahat Murşudlu hanımefendiye de saygı ve selamlarımı buradan iletmek istiyorum.Gelecek yazımızda Tiflis’teki izlenimlerimi paylaşacağım.Sağlıcakla kalın.


Canan ÖZDEMİR Uzman Sosyolog

www.kafiye.net