YAĞMUR VE BEN

Havalar soğumaya başladı. Yaz boyunca çatlayan topraklar suya olan özlemini giderdi. Tohumlar atılıyor bereketlenen topraklara. “Bitmezse toprak utansın”.Üşümeye başladı bedenim ve yüreğim. Gün biterken pencerenin kenarında akşamın tenhalığına saldım kendimi. Koşuşturuyor insanlar evlerine dönme telaşıyla. Ellerinde içinde neler olduğunu bilmediğim poşetlerle. Yapraklar düşüyor tenha sokaklara. Ağaçlar sonbahar rüzgarının etkisiyle nazlı nazlı sallanan dallara türküler söyleyip duruyor. Bense başımı yaslamış, penceremden olup biteni seyrediyorum.Rahmet damlaları pencereme vururken yağmur selam veriyor tebessüm ederek. Yürümek geliyor içimden şarkı söyleyerek. “Beraber yürüdük biz bu yollarda. Beraber ıslandık yağan yağmurda” diye. Sisler kapladı birden etrafı. O da ne? Sadece etrafı mı? Yüreğimi de kuşattı sisler.Daralan sisle kaplı yüreğimle beraber daldım sokaklara.Yüreğim dile geldi gözyaşlarımda. Gözyaşlarım eridi, yüreğim ıslandı. Düşen sarı yapraklar kapatmaya çalıştı gözyaşlarımı ama nafile. Zaman siyaha dönmeye başladı.Ortalık iyiden iyiye kararıyor. Sokak lambalarının loş ışıkları aydınlatıyor caddeleri. Zihnimin ışıkları aydınlatmaya çalışıyor yüreğimi ama olmuyor işte. Hava ile birlikte sanki içim kararıyor. Beden bundan bi haber. Yollar bitmez ben yürürüm, ben yürürüm yollar bitmez.Ama ne yolların nede gönlümün haberi var olup bitenden. Adımlarım bile içimden geçenlerden habersiz. Daralan yüreğimden bir nida koptu aheste aheste. Gidip geldim gözlerim kapalı olduğu halde binlerce kez. Bezm-i Elest’e. Sağımda hüzün ve hicran piyadeleri, Solumda piyade kederler.Paylaştılar her şeyimi. O günde de eli bomboş kalmak varya.O anki çaresizliği düşündüm.Yeter be yeter deli gönül demek geliyor içimden. Çık artık şu çocukluğumdaki iğneli fıçıdan.

Yağmur yağmaya devam ediyor. Ben kendimle baş başa. Ben ve kendim… Bitkiler, Ekinler ve Umutlar canlanıyor; İnsanlar hariç.

Selam sevgi ve dua ile…

Nail AVCI
www.kafiye.net