EŞİKTE HASRET YÜKÜ

– Bahtımın yâr kalesi mülkümün ortak yanı
Aklımın surlarında gezerken yak çıranı –

Kendinden geçen güneş ışığında yiterse
Yum gözünü birtanem tesiri ulaşmasın
Tuttuğun nefesinde, tenzilatı biterse
Lâl olayım yerine gam sana bulaşmasın

Deli divane gönlüm firarı üzerine
Menzili terk eylemiş, can; cananın yanında
Susarken unuttuğum sözcüklerin yerine
Bakışın hece hece bestelenir anında

Tut beni hayalinle d/ipsiz kuyulardayım
Özün sevda kaynağı içten içe yanarım
Duy sesimi al beri başlasın geri sayım
Bir tatlı gülüşünün sahnesine kanarım

Yoklama yüreğimde kemikleşmiş sevgiyi;
Perçemin alna düşse hisseder, irkilirim
Tokana haciz koyup hıfzetmez diye, iyi;
Kıvranan damarımın telaşını bilirim

Ömrüne yaslanayım şevkle uzansın kollar
İncinip korkma sakın dolaşıksa yolumuz
Varsın beklesin hazan, vuslatsa; yol, iz kollar
Gel, ezeli mirasa dol aşıksa solumuz

İnancını tüketip, karanlığa aldırma
Adımladığın eşik hasret yükünü çeker
Bir hal ile koynunda gömüleyim kaldırma
Ruhum çoktan hazırda yolculuk günü çeker.

Nezahat YILDIZ KAYA
www.kafiye.net