BIR GÜLÜN HIKAYESI

Naçar kaldım öksüz bir derdin elinde.
Hekim bilmez yar bilmez bu acıyı.
Sattı kehribar gözlerini yüreğime,
Savuştu gitti mağrur mağrur bırakarak acıyı.

Garip bir gül idim gulistanın bir köşesinde. Bir bülbül dadandı birgun çiçeğime. Al yanaklarimdan öpüp çekti derin bir nefes. O nefesle cekti gönlümü içine. Sonra rengarenk sözlerin şekeri oldu dili. Söyledi aylarca en yaramaz sözcüklerin şarkısını. “Seviyorum seni” diye diye ayırdı beni toprağımdan. Tutup yapraklarımdan gökyüzündeki hayallerimi gösterdi. “Iste” dedi. “Iste yeryüzü işte insanlar işte ben” günlerce haftalarca aylarca tuttu beni ağzında. Sonra birgün bişey oldu. Önce en muhteşem aşk nagmeleri ile ruhumu okşadı. Ardından ağır geldiğimi söyleyip kurak bir toprağa attı beni. Hızlı bir düşüşün tesiri ile kırıldı dalım. Artık yalnızdım. Hareket edemiyor hatta nefes almakta bile zorlaniyordum. Gökyüzünde bulutlardan icirirdi suyumu bülbülüm. Ya şimdi? Gittikçe solmaya başladım. Yapraklarım tek tek ayrıldı govdemden. Ölmek üzereydim. Ölümüm susuzluktan çok uğradığım hayal kırıklığından olacaktı. Sustum ve gülümsemeye devam ettim. Birde baktım ki bülbülüm gelmiş geri. Kırık dalından tutup kendine çekti. Sarıldı hasretle ilk defa görür gibi. Hemen götürdü beni bulutlara. Kana kana ictim suyumu. Biraz canlılık geldi çiçeğime. Mutluydum. Sevmese geri gelmezdi diye düşündüm kendi kendime. Inandım artik tum kalbimle beni sevdiğine. Bu kez daha yukseklere çıktık. Biriktirdiği nagmeleri söyledi durdu günlerce. Ben her gecen gün belli etmemeye calissam da solmaya devam ediyordum. O gün dayanamadi dalim çiçeğim. Iyice halsiz kaldim. Diri değildim ilk günkü gibi. Baktı ki ben ölmek üzereyim bu kez ıssız bir çöle attı beni sessizce. Ardına baksa da arada, durmadı gitti.
“Madem gidecektin a bülbülüm, neden kopardin beni dalimdan, neden ayırdın topragimdan. Ben sana ne yapmıştım ki, neden bıraktın bu acıyla. Aşık oldum sana. Öyle cok sevdim ki, şu çöl bile vazgeçti yağmurundan, görünce şu naçar halimi.
Velhasıl, gitti. Inciterek, kırarak, parcalayarak gitti. Gitsin gitsin de, neden beni kendine aşık ettiği nagmeleri giderken soylemedi? Neden kopardi, neden incitti, neden geldi, neden gitti? Bilmiyorum. Bildiğim birsey varsa o da, ölümüm pahasına hala onu seviyorum. Ve ben bu sevdamın üstüne başka bülbülü sevemem. Belki farkında değil ama o benim geleceğimi çaldı. Kendi geleceği icin.
Şimdi tutunmaya çalışıyorum çölde. Gülistandaki gibi kırmızı olmaz belki rengim ama, kokum hala sevgi yayıyor yeryüzüne.

Elvan USUL
www.kafiye.net