şiir. öykü, makale, deneme, tiyatro, masal, fıkra, anı, sohbet, röportaj yazılarının yayınlandığı uluslara arası yazar ve şairlerin katılım gösterdiği edebiyat sayfasıdır. Uyum platformudur.
Ey gidi Karadeniz yine geldin aklıma
Fenerinin ışığı yansır gecelerime
Kavuşmaktan bahsedip sokulmuşsun saklıma
Senli hüzünlerimi taşır mısın yerime?
Değişim taşkınlığı zayi eder mi sandın
Kendi içinde nefsin hakkına paye gerek
Öz ki; nuruna meftun, içten içe ayandın
Sandık içinde sandık açmaya gaye gerek
Ah dediğin sinende öze sermaye gerek
Can evine yolu düşen sevdanın ayak telaşı
Koşar sır katına doğru, zorda sınar; fani başı
Kâmil olan gönüllerde öze süzülürken handan
Rıza kapısında duran yüze küsüp, yıkmaz kaşı
Aklını ölçer hesapla tuşa gelir dağı taşı
İnsanlık libasının içinde lika saklı,
İkramın kaynağını bildik yarım yamalak
Yaşamın ambarından aşkla beslenen aklı
Güya gömdük umuda mizacı kadar haklı….
Niye küs durursun kenarda gönül
Çabasız kaygılar biter mi sandın
Gözünü kapatan bir tutam kakül
Tokasız alnından yiter mi sandın
Cemaline adanmış kirpiğimde heyecan
Sana, cihan gözüyle bakmaya hiç kıyamam
Bulutlu gökyüzünü ihlal edince duman
Yağmur olup üstüne akmaya hiç kıyamam
Âdemoğlu çok şey ister, kursağında türlü heves
Gezer dünya illerini, akar yürek; taşkın dere
Gelir yaşam sınırına, zordur hali; yetmez nefes
Açık olan bir gözünde farklı bakış düşer nere
Lütfedip gayretiyle müjdesine mukabil
Çıktığın seferlerin ganimetini soyma
Sağın solun zerafet Sultan isen bunu bil
Her nefese yüz sürüp edebine toz koyma
Benliğimde bitmek bilmez fırtına
Tesellisi sensin dileğimdesin
Savrulup dururum gelişim sana
Her yolun sonunda yüreğimdesin
Şaşaalı bir vaktin uyandık gölgesinde
Gözden akan uykunun kalmıştık neresinde
Bu nasıl haldi böyle aydınlıktan şaşırıp
Geliş gidiş yönünü çizgisinden taşırıp
Hem zeval hem uyuşuk, üstelik acıkmıştık
Kendine gelmemizden kalabalık çıkmıştık