şiir. öykü, makale, deneme, tiyatro, masal, fıkra, anı, sohbet, röportaj yazılarının yayınlandığı uluslara arası yazar ve şairlerin katılım gösterdiği edebiyat sayfasıdır. Uyum platformudur.
Sorma, bu ’han’ denen garip dünyaya
Ateşin bağrında közü ne anlar ?
Hakikat yurdunda aransa yaya
Gönüle sığmayan sözü ne anlar
İcabet lazım geldi, susma zamanı şimdi
Deyip de içten içe coşana şaşıyorum
Hala kulaç atmakta vakit olmuş ikindi
Kıyısız deryalarda taşana şaşıyorum
Gözlerinde sevda denen bir şehir
Yönüne aktırır yüzlerce nehir
Önünde yığılıp sendelendiğim
Gözlerin ki cana zerkeder zehir
Bir yol ki sana doğru , menzil uzak, dil yakın
Yorgun argın yürekler geliyor akın akın
Gaybın son habercisi mübarek rehberimiz
Ey ezelden ebede fahri ismet erimiz
Bak evlat, bir kaç cümle diyeceğim var sana
Içimden geçenlere lazım işiten kulak
İhtimam gösterirsen karşındaki insana
Gölgende dinlenenler çoğalacaktır mutlak
Bülbülün yüreği yanık ezelden
Gölgesi cürmünü dağlar içinde
İkbali beslenir gamla gazelden
Edayla gülse de ağlar içinde
Nasipten ötesi yokmuş dediler
Boşa kahır çekilmiyor can sızım
İnsan narin, telaş çokmuş dediler
Sadağımda darmadağın cansızım
Esen tüm rüzgârların ikramıdır bu sabah
Seni bana taşırlar sükûtun bucağından
Yaslanıp anılara gözde yaş dilde eyvah
Babam bende’ diyerek kalkmasam kucağından
Teker gitmez Soğanlı’ya tabur noksan silahından
Dudaklarda sessiz çığlık savaşmadan düşer civan
Moskof kazanır savaşı Ermeni’nin külahından
On beş günde doksan bin can yazacaktı tarihe an
Uyanık bakışların gecesinde sükûnet
Semanın altındaki yıldızlar gizi taşır
Dönerken zarafetle büsbütün bir kâinat
İlahi tecellide nurani izi taşır