şiir. öykü, makale, deneme, tiyatro, masal, fıkra, anı, sohbet, röportaj yazılarının yayınlandığı uluslara arası yazar ve şairlerin katılım gösterdiği edebiyat sayfasıdır. Uyum platformudur.
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde eski zamanlardan birinde
ormanın derinliklerinde bir tırtıl yaşarmış. Bu tırtılın adı Tahir imiş.
Tırtıl Tahir’in Kerim adında iyi kalpli kurbağa bir komşusu varmış. İkisi
çok iyi anlaşırlarmış. Fakat Tahir çok yalancı bir tırtılmış. Bu yüzden
Köyün birinde çok güzel mi güzel bir kız varmış. Hani köyde herkesin gıptayla baktığı, imrenerek baktığı, kıskanarak baktığı, güzel Ayşe kız yaşarmış. Evin biricik kızı, evin bütün işlerini o yaparmış. Bazen köyün genç kızları ile bir araya gelip sohbetler edermiş. Her konuşmalarında Ayşe kız kıskanılan biri olarak köyün genç kızlara arasında gün geçtikçe nam salmış. Öyle nam salmış ki, güzelliği çevre köylere, hatta çok uzak köylere kadar gitmiş. Ayşe kız; masumluğu, efendiliği,
Masal masal mat atar. İki tilki ot satar. Bindim deveboynuna. Gittim Halep yoluna. Halep yolu gül Pazar; İçinde tilki gezer.
Bir varmış bir yokmuş. Evvel zamanların birinde dünyamızda sadece siyah ve beyaz renkler varmış. Hani şimdi gördüğümüz sarı, kırmızı, turuncu, mor, mavi renkler yokmuş.
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde eski zamanlardan birinde yoksu ve iyi kalpli bir terzi varmış. Yoksul terzi tek katlı küçük kulübesinde tek başına yaşarmış.
Akşamdan sabaha kadar çalışır. Kuşluk vakti uykuya dalar, öğle vakti ise diktiği eşyaları esnaflara satmaya gidermiş.
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde eski zamanlardan birinde bir köy varmış. Bu köyün varlıklı mı varlıklı bir ağası varmış. Ağa bir gün çok hastalanmış. Öleceğini anlayınca da eşi Dildar hanımı yanına çağırıp:
-Benim güzeller güzeli zevcem ben bu gün yarın hakkın rahmetine kavuşacağım.İzin verirsen senden bir isteğim olacak.
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde eski zamanlarda ülkenin birinde Hisam adında aksi mi aksi inatçı mı inatçı dediğim dedik çaldığım düdük bir hükümdar varmış.
Hükümdar Hisam ülkesinde bilgisi dışında hiçbir durumun olmasını istemez,herşey kontrolüm altında olsun istermiş. Bu sebepten kitaplardan ve yazarlardan hiç hoşlanmazmış.
Bir zamanlar çok eski zamanlar.Aşk ile sadakat çok iyi dostlarmış içtikleri su ayrı gitmez hangi kalbe girerlerse birlikte giderlermiş.Her yaşta insan, aşkı ve sadakati sevinerek karşılar gönül evinin en güzel odasında konuk ederlermiş.
AşK hiç bir kalpte uzun süre durmaz yerini sevgiye bırakır gidermiş.Sadakat değişik özelliği olan bir duygu olduğu için, girdiği kalbe hemen bir sarmaşık örer bu sarmaşık birbirine aşık olan insanların yüreğinde köklenir sürekli çiçekler açar hiç kurumaz solmazmış.
Bir zamanlar bir kuş varmış, küçük bir kafeste yaşarmış. Hayatın sadece bu kafesten ibaret olduğunu sanırmış. Bir gün bir adam kafesin kapısını açmış, minik kuşu eline almış. Gel demiş gel, bak dünyayı gör. Bilmediğin güzellikler zevkler var. Sen de tat bunlardan senin de hakkın…
Bir varmış iki yokmuş şu koskoca dünya içinde ama en güzel yerinde bir ülke var mış. Geceleri lacivert gündüzleri mavi imiş. Güneş hiç eksilmezmiş gökyüzünden..Her mevsimi karşılar yazın kavurur kışın ısıtır bu güzel diyarı gökteki yıldızlara anlatırmış.Yıldızlar imrenerek ve daha yakından görmek için bazen o ülkenin gecelerine uzansan tutacak kadar yaklaşırlarmış.
Küçücük yaşta taç giydirmişler. Sen bu ülkeye sultansın demişler. Oysa bilmiyormuş ki hayatı; ne iyiyi ne kötüyü ne de acıyı. Her kafadan bir ses hepsi bir şeyler der küçük sultana güya yol gösterirler.Ne tarafa baksa karmaşık gelmiş, çıkamamış içinden şaşırıp kalmış. Düşünmüş ki en iyisi gidip bir bilgeye akıl danışmalı.