SEVİYORUM, VAR MI İTİRAZI OLAN???
Günlerdir yağan yağmur yavaşlamıştı. Havanın soğukluğu hissedilir gibiydi. Hani dikkat edilmezse dışarıya çıktığınız da biraz da dikkatli giyinmemişseniz şifayı kesinlikle kaparsınız. Güneş her ne kadar gökyüzünde ben buradayım diyerek size gülümsese de.

Ahmet Bey; cam kenarına oturmuş, biricik Esmer Güzeli sevdiğinin simgesi haline gelen, devamlı Esmer Güzelini anlattığı Japon Gülü ile sohbet ediyordu. Bir yudum çaydan aldı, derin bir nefes çekti. Sonra yavaş yavaş bıraktı nefesini. Japon Gülüne:

– Biliyor musun Japon Gülü! Sevmek, aşık olmak o kadar harika ki… Aşık olmak ve bir de seni gerçekten sevenin varsa… İşte aşkların, sevgilerin, mutlulukların en güzeli bu. Ben ölümüne seviyorum Japon Gülüm, inan ölümüne seviyorum biliyor musun bunu? Artık sen de onu çok iyi tanıyorsun. Ama bu sıralar onu çok üzdüm Japon Gülüm. Elimde olmadan üzdüm. O dünyalar güzeli, dünya da yaşarken en iyi meleklerin başında gelen, gerçekten; “ Cennet annelerin ayağının altındadır.” Sözünün ona da söylenenlerden biri olduğunu ve onun vereceği bir izin ile ben de cennete gidebileceğim biricik esmer güzelim var ya, onun için ne yapsam azdır Japon Gülüm. O, benim bir tanem, aşkım, sevdalım, can dostum, hayat arkadaşım, arkamda durup ayağa kalkmama yardım eden, yeniden gerçek yaşama bağlanmama neden olan dünyanın en iyi meleği.” diyerek dertleşmeye devam ediyordu.  

Ayağa kalktı, boşalan çay bardağını tekrar doldurdu. Japon Gülüne dönerek:

– “ Bu sıra onu çok üzdüm, çok kırdım biliyor musun? Ona bir mektup hazırladım biliyor musun? O dünya tatlısı Esmer güzelime göndereceğim. İlk önce sana okumak istiyorum. Sen bu mektubu kabul edersen o da kabul eder sanırım. Ne dersin Japon Gülüm… Beni dinler misin?”  diyerek, mektubu okumaya başladı Japon Gülüne:

“ Biricik Aşkım Esmer Güzelim;
Bugün hala içimde büyük bir sıkıntı var. Gerçi biraz hafifliyor gibi oldu. Bütün gece seni düşünmüştüm aslında. Biraz geç uyudum ve sabahta geç kalktığımı söyledim sana sabahki konuşmada. Bugün de seni düşündüm durdum. Çalışırken, yürürken, otururken, dinlenirken yine seni düşündüm durdum. Hem o kadar düşündüm ki aşkım, bir ara iş istediğim bayana “R….” diye seslendim, biliyor musun!!!!  Sonradan başımı sağa sola salladım. Karşımdaki bayan bana gülümsedi, bana “ Sanırım çok dalgınsınız, benim adım Emel” efendim dedi. “ Hani dün ağlattığınız” dedi. Bir de düne gönderme yaptı. Aslında haklı olan bendim ama yine de özür diledim. Başka da cevap vermedim kendisine, sadece özür dilerim dedim.

Canım; içime öyle bir yer ettin ki, her yerde seni görmek, her yer de seni var olarak düşünmek, kısacası seni içimde ben olarak görmek sanırım bu olsa gerek aşkım. Seni düşünmemin en önemlisi ise son zamanda sana senin de söylediğin gibi galiba haksızlık yaptım. Öyle seviyorum ki seni; sensiz bir saniyenin geçmesini istemiyorum artık. Seni çok severken senin sağlığını da zora soktuğumun farkına da varmıyorum. İnan aslında sağlığına dediğin gibi ben daha çok dikkat etmem gerekirken, ne yazık ki ben dikkati elden kaçırdım. İnan çok üzgünüm aşkım. İnan çok üzgünüm bir tanem. Seni içimde hissederken sana zarar verdiğimin bile farkına varamadım. Sağlığını tehlikeye soktuğumun farkına bile varamadım aşkımmmm. İnan aşkım çok üzgünüm bu konuda. Hala kendimi affedemiyorum, inan affedemiyorum kendimi canım.

Bir tanem; seni üzdüğüm için beni bağışla olur mu? Bu hayatta ömrümün son deminde tanıdığım biricik aşkıma sevdam nedeniyle öyle sarılmışım ki; seni öyle sıkmışım ki aşkım, nefes alıp alamadığına bile dikkat etmedim. Çok sevdiğim biricik aşkımı nefessiz bırakıp ölümüne neden olacağımı bile göremedim. İnan fark edemedim aşkım, fark edemedim Esmerim. Yalnız şunu kesin söyleyeyim ki aşkım; asla senden şüphe etmedim. Allahıma yemin ederim ki sana güvenim sonsuz ve ölümüne sana güveniyorum aşkım. İnan sana güvenim sonsuz. Bazen kıskançlık fobisi denilen durum mu desem, aslında kıskanmak değil ama artık öyle diyelim, üzüldüğüm oldu. Seni çok seviyorum aşkım, çokkkkkkk.

Canım Esmerim; seni birkaç gündür üzdüğüm için beni bağışla, beni affet aşkım. İnan bundan sonra daha dikkatli olacağım ve senin üzülmene inan gönlüm razı olmaz canım. Hala çok yorgunum ve inan hala kendimi affetmiyorum. Çok üzgünüm hayatım, inan çok ve bundan dolayı da boynum bükük durdum bütün gün. İnan aşkım biri dokunsa baraj kapakları açılıp yanaklarımdan aşağıya da sel gibi akacak gözyaşlarım. Bereket şu ana kadar olumsuz bir şeyle karşılaşmadım ve şimdilik iyiyim canım. Seni fazla tutmayayım canım. Seni çok seviyorum aşkım. Seni çok özlüyorum, ne olur! Bu konuda da zaten sen çok hoş görülüsün, sana çok teşekkür ederim aşkım. Daha dikkatli olacağım artık. Görüşmek üzere aşkım. Seni ölümüne seven biricik deli seveninnnn.”

İzmir/ 06.03.2008
Hüseyin DURMUŞ
www.kafiye.net